Türkiye Gündemine Eleştirel Bakış: CHP Stratejileri, Filistin’e Global Destek ve Tarihi Atamalar

CHP’nin Adaylık Stratejisi ve Özgür Özel’in Pozisyonu

CHP genel başkan adayı olarak Özgür Özel‘in ortaya çıkışıyla ilgili daha önce şu ifadeleri kullanmıştım:

“Seçim öncesindeki en büyük beklentim, ana muhalefetin sandık şokuyla tasfiye olmasıydı. Bizzat Kemal Bey‘in deyişiyle, parti içi iktidar odaklarının maaşa bağladığı ve CHP’li seçmeni hipnotize eden medya organlarıyla birlikte bu tasfiyenin gerçekleşmesiydi. Çünkü mevcut yapı ve aktörlerle muhalefet bloku, adeta iktidarın ideolojik bir aracı gibi işlev görüyordu. Maalesef, 28 Mayıs sonrası aklıselim seçmende bir uyanış gözlemlesek de umduğum olmadı. Geldiğimiz noktada öne çıkan kurtarıcı adaya bakıyorum ve karşıma çıkan isim: Özgür Özel. Gerçekten bu mudur?”

Özel’in son röportajını izlerken, kendi kendime “buymuş” demekten alıkoyamadım. Özel, Ekrem İmamoğlu‘nun adaylığı konusunda sonuna kadar ısrarcı olacaklarını, ancak aksi bir durumda seçimi kazanabilecek başka bir aday belirleyeceklerini ifade etti. Peki, bahsettiği “aksi durum” nedir? İmamoğlu’nun aday olamayacağını, partiyi aylardır bir çıkmaz sokağa sürükleyen Özel’den daha iyi bilen olabilir mi? Bir yalanın peşinden gidip sonra da gerçeklerle yüzleşince iktidarı suçlayan CHP’lilerin bu tutumunu da göz ardı etmemek gerekir. Durum maalesef bundan ibaret.

Uluslararası Arenada Filistin’e Artan Destek: Bu Bir Gol Değil mi?

Fransa‘nın Filistin’i tanıma kararı alması, İngiltere Başbakanı’nın dahi Filistin’i tanıyacaklarını duyurması ve son olarak bu kervana Portekiz‘in katılması önemli gelişmelerdir. Hâlâ “Ne olacak ki?” diyerek bu durumu küçümseyenler, bu ülkelerin yakın zamana kadar İsrail’e verdikleri koşulsuz desteği hatırlatıyor. Elbette bunu biliyoruz. Fakat New York Times‘ın Gazze’deki soykırımın bir parçası olan planlı açlığı manşetine taşıması az bir şey midir? Hatta The Washington Post, internet sitesinde, X hesabında ve gazete sayfalarında Gazze’de hayatını kaybeden 60 bin insandan çocukların isimlerini tek tek yayımladı.

Sitedeki listede ismi geçen 900’den fazla çocuğun ilk doğum gününü bile kutlayamadan öldürüldüğü belirtilirken, okuyucu listenin ortasına geldiğinde şu uyarıyla karşılaşıyor: “Bu noktaya kadar verilen isimler, Ekim 2023’ten bu yana öldürülen çocukların yüzde 1’inden daha azını temsil etmektedir.”

İsrail’in 80 yıldır özenle inşa ettiği mağduriyet imajı, işte bu tür adımlarla yerle bir olmaktadır. Bu gelişmeleri küçümsemek mi, yoksa altını çizerek benzer adımlar atacak ülkelere meşruiyet zemini sağlamak mı Gazze için daha faydalıdır?

Kamçatka ve 6 Şubat Depremi: Mantıksız Bir Karşılaştırma

Gazeteci Ardan Zentürk, sosyal medyada yanıltıcı bir kıyaslama yaparak gündeme geldi:

“Rusya-Kamçatka Deprem: 8.8. Yıkılan bina yok, ölü-yaralı bildirilmedi. Türkiye-6 Şubat depremi-11 il. Deprem 7.8. Ölü sayısı 50 bin!”

Zentürk, bu paylaşımının ardından “Al sana Türkiye Yüzyılı” diyerek eleştirisini sürdürüyor. Kendisini anlıyoruz; 24 TV’deki kariyerini unutturma ve muhalif kimliğini pekiştirme çabası içinde. Ancak bu kadar zorlama bir karşılaştırmaya Sözcü gazetesi bile başvurmadı. Takipçileri ise gerekli cevabı vermiş durumda:

“Eskiden bu abiyi bir şeyler biliyor sanır takip ederdim. Ana karadan yaklaşık 150 km uzakta, denizin 20 km altında olan km²’ye 0.62 kişinin düştüğü bir depremle, şehrin göbeğinden fay geçen ve km²’de ortalama 330 kişinin yaşadığı bir depremi aynı kefeye koyuyor. Bu ya art niyettir ya da cehalettir!”

Tarihi Atama: Jandarma’nın İlk Kadın Generali

Gülden Mat Şakir, Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın imzasıyla 30 Temmuz 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararla tuğgeneralliğe terfi etti. Bu atama ile Mat, Jandarma İl Komutanlığı’na getirilen ilk kadın subay unvanını kazandı. Bu gelişme üzerine, CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘in 2013 yılında sorduğu şu soru yeniden hatırlandı:

“2023 yılında kadınlar araba kullanabilecek mi? Kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip olacaklar mı? Meclis’te kadın milletvekili olacak mı 2023 yılında?”

Özel’in “ileri görüşlülüğü” konusunda haklılık payı olsa da, kadının kamusal alanda temsili Türkiye için uzun süredir bir tartışma konusu olmaktan çıkmıştır. CHP’ye laf yetiştirme uğruna Türkiye’ye haksızlık etmenin ve sıkıcı polemiklere girmenin bir anlamı bulunmuyor.