Toplumun Nabzı: Türkiye’de İtibar Nerede?
Bugünlerde kendisini gerçekten iyi hisseden var mı? Bu sorunun yanıtını, halkın gözünden bakarak ve “itibar” kavramını merkeze alarak aramak gerekiyor. Türkiye’de pek çok kesim için itibar, anlamını yitirmiş bir kavram haline gelmiş durumda.
Emeklilerin Geçim Mücadelesi ve Kaybolan Saygınlık
Emeklilerin durumu, bu itibar kaybının en somut örneklerinden birini teşkil ediyor. Temmuz ayında yapılan enflasyon zammı ile en düşük SSK emekli maaşı 17 bin TL seviyesine çıkarıldı. Ancak bu maaşla, yaşı ilerlemiş ve sağlık sorunları artmış bir bireyin onurlu bir yaşam sürmesi mümkün mü? Emekli Sandığı’na bağlı olanların durumu ise daha da vahim bir hal alırken, bu sorun yeterince gündeme getirilmiyor. Emekliler için “itibar” kelimesi artık boş bir sözden ibaret.
Orman Yangınları ve Liyakat Sorunu
Bu yılki orman yangınları, bir başka itibar krizini gözler önüne serdi. Mülkiyeti Saray’a ait olan bir uçak filosu bulunurken, yangın söndürme uçaklarının tamamının kiralık olması, önceliklerin nerede olduğunu sorgulatıyor. Bu durum, birilerinin bu sistemden maddi kazanç sağlaması gerektiği izlenimini doğuruyor. Orman mühendislerinin, denetledikleri işçilerden daha düşük maaş alması ise liyakatin ne denli değersizleştiğinin bir başka kanıtı. Mühendislerin itibarı, sayıca fazla olan işçilerin oyları karşısında eziliyor mu?
Eğitim ve Bilimin İtibarsızlaştırılması
Üniversite eğitiminin, bilimin ve bilginin değeri hiç bu kadar aşağı çekilmemişti. Akademik özgürlük ve bilimsel düşünce, sistematik bir şekilde itibarsızlaştırılıyor ve toplumun geleceği tehlikeye atılıyor.
Sağlıkta Şiddet: Doktorların Tükenen Sabrı
Neredeyse her gün bir doktorun veya sağlık çalışanının şiddete maruz kaldığı haberlerini alıyoruz. Bu durum o kadar kanıksandı ki, bir iktidar mensubunun şu sözleri durumu özetliyor:
“Doktor döver hale geldik, daha ne istiyorsunuz?”
Ulusun sağlığını emanet ettiği hekimlerin itibarı bu şekilde sıfırlanmış durumda.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki Endişe Verici Gelişmeler
Ne yazık ki, ulusun gözbebeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri de bu yıpranmadan payını alıyor. Bir mağara operasyonunda 12 askerimizin şehit olması toplumda büyük bir şok yarattı. Bu olayın hemen ardından İskenderun’da, açık alanda bekletilen iki askerin su kaybından hayatını kaybetmesi, TSK’nın itibarına ve iç işleyişine dair ciddi endişeleri beraberinde getirdi. Ulusun varlığının teminatı olan ordunun bu şekilde yıpratılmasına kim dur diyecek?
Sözün, Bilginin ve Aklın Sonu
Artık sözün, bilginin, aklın ve bilimin bir değeri kalmadı. Söylenen bir sözün tam tersi, kısa bir süre sonra rahatlıkla ifade edilebiliyor. Tarihsel gerçekler, uydurma menkıbelerle değiştirilirken akıl ve mantık devre dışı bırakılıyor. Sistematik bilgi üretimi durma noktasına geldi. Tüm bu yaşananlar ortadayken, şu sözü hatırlatmakta fayda var: “İtibardan tasarruf olmaz” diyenlere duyurulur.