Ukrayna’da Derinleşen Kriz: AB’nin Mali Yardımları Durdurması Zelenski’nin Geleceğini Nasıl Etkileyecek?

Ukrayna’da Yolsuzluk Yasası Krizi: Halk Sokaklarda, AB Yardımları Askıda

Ukrayna’da yolsuzlukla mücadele kurumlarının bağımsızlığını zayıflatan tartışmalı bir yasanın kabul edilmesi, hem ülke içinde hem de uluslararası alanda büyük bir tepki dalgası yarattı. Başta Kiev olmak üzere birçok kentte halk protestolar için sokağa dökülürken, Avrupa Birliği (AB), Ukrayna’ya yönelik milyarlarca dolarlık mali yardımı askıya aldığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, artan baskılar karşısında yeni bir yasa tasarısı ile durumu düzeltmeye çalışıyor. Peki, bu siyasi krizin ardında yatan nedenler neler ve Zelenski hükümetinin geleceği nasıl şekillenecek?

Kiev ve Diğer Şehirlerde Protesto Dalgası

30 Temmuz’da, çoğunluğunu savaş yorgunu gençlerin oluşturduğu Ukraynalılar, başkent Kiev’deki Yüksek Rada (Ukrayna Parlamentosu) binası önünde toplandı. Protestocuların temel talebi, Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) ve Yolsuzlukla Mücadele Savcılığı (SAP) gibi kurumların yetkilerinin geri verilmesiydi. Gösteriler sadece Kiev ile sınırlı kalmayıp Lviv, Odesa ve Dnipro gibi büyük şehirlere de yayıldı. Bu eylemler, savaş koşullarına rağmen ‘2022’den bu yana görülen en büyük hükümet karşıtı protestolar’ olarak tarihe geçti.

Protestoların fitilini ateşleyen gelişme, Ukrayna Parlamentosu’nun 22 Temmuz’da yolsuzlukla mücadele kurumlarının bağımsızlığını fiilen ortadan kaldıran yasayı onaylaması ve Cumhurbaşkanı Zelenski’nin bunu hızla imzalayarak yürürlüğe koyması oldu. Bu yasanın öncesinde, Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), NABU’ya bağlı 15 dedektifin adreslerine ‘vatana ihanet, Rusya ile yasadışı ticaret ve yolsuzluk’ suçlamalarıyla 70 ayrı baskın düzenlemişti.

Image

Avrupa Birliği’nin Mali Yaptırımları

Avrupa Birliği, söz konusu yasanın Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) ve Yolsuzlukla Mücadele Savcılığı (SAP) kurumlarının bağımsızlığını zayıflattığı gerekçesiyle harekete geçti. Brussels Watch’a göre AB, ilk olarak 1,7 milyar dolar tutarındaki yardımı askıya aldı. Bu rakam, AB’nin Ukrayna için ayırdığı toplam finansman paketinin yaklaşık üçte birini oluşturuyor.

Avrupa Komisyonu, 29 Temmuz’da attığı bir adımla 1,5 milyar avroluk bir başka yardım dilimini daha dondurduğunu duyurdu. Yardımların yeniden serbest bırakılması için yolsuzlukla mücadele yapılarının bağımsızlığının tekrar güvence altına alınması şart koşuldu. Bu gelişmelere yanıt olarak Zelenski, NABU ve SAP’in bağımsızlığını güçlendireceği iddiasıyla yeni bir yasa tasarısı sundu. Parlamento Başkanı Ruslan Stefançuk, tasarının 31 Temmuz’da Meclis’te ele alınacağını belirtti.

Avrupa Komisyonu temsilcisi Guillaume Mercier, 30 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın Avrupa Birliği üyelik süreci kapsamında, Mali Suçlarla Mücadele Bürosu (BEB) direktörünün bir an önce atanması gerektiğini vurguladı ve bu adımın reform sürecinin ilerleyebilmesi için kritik önem taşıdığını belirtti.

Ukrayna merkezli haber portalı Strana.ua ise Zelenski’ye yönelik halk memnuniyetsizliğinin arttığını ve protestoların şiddetlenerek sürebileceğini öngördü.

Image

Zelenski Hükümetinin Geleceği Tehlikede mi?

AB’nin sert tepkisi, Ukrayna’nın üyelik sürecinde verdiği taahhütlerle doğrudan ilişkili. Brüksel, yolsuzlukla mücadele ve hukukun üstünlüğü alanındaki reformları, finansal desteğin devamı için bir ön koşul olarak görmektedir. Kiev’in son adımı, bu güveni sarsarak AB ile ilişkilerde stratejik bir kırılma riskini ortaya çıkardı. Halkın protestoları, yolsuzluğun en az savaş kadar ciddi bir tehdit olarak algılandığını gösteriyor. Bu durum, bir bütün olarak ele alındığında, Zelenski’nin ‘savaşın lideri’ imajının zayıflamaya başladığına işaret ediyor. Kısa vadede Zelenski’nin protestoları bastırmak için milliyetçi söylemlere başvurması mümkün olsa da, uzun vadede reformları hayata geçirmek zorunda kalacaktır. Aksi takdirde, hem iç meşruiyetini hem de Batı’nın kritik desteğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir.