Sana Göre Haber

Diyanet’in Tartışmalı Giyim Hutbesi: Kadın Özgürlüğü ve Laiklik Tepkileri Gündemde

Diyanet’in Tartışmalı Cuma Hutbesi Kadınları Hedef Aldı

Diyanet İşleri Başkanlığı, bu haftaki Cuma hutbesinde kadınların giyim özgürlüğünü hedef alarak yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Türkiye genelindeki 81 ilin camilerinde okunan hutbede, kısa giyinmenin “Allah’ın emrini ihlal ettiği” öne sürüldü ve “Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır” ifadelerine yer verildi.

Hutbede ayrıca giyim sektörü, modacılar ve bazı medya organlarının çıplaklığı teşvik ettiği iddia edilerek, “Kısa giysiler ve şeffaf kıyafetler giyilmesi, nerede ve hangi amaçla olursa olsun Allah’ın örtünme emrini ihlaldir, haramdır” denildi. Bu açıklamalar kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

Siyasiler ve Sivil Toplumdan Sert Tepki: ‘Laikliğe Açık Saldırı’

Hutbenin ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve kadın derneklerinden peş peşe tepkiler geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka ve 29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı Avukat Şenal Sarıhan, açıklamaların laikliğe ve kişisel özgürlüklere müdahale olduğunu vurguladı.

CHP’li Nazlıaka: ‘Diyanet İdeolojik Aygıt Haline Geldi’

Aylin Nazlıaka, Diyanet’in hutbesinin kadınların yaşam hakkına doğrudan bir müdahale olduğunu belirterek, bunun laiklik ilkesine açıkça aykırı olduğunu ifade etti.

“AKP iktidarı döneminde Diyanet İşleri Başkanlığı, anayasal sınırlarını aşarak siyasi iktidarın ideolojik aygıtı haline gelmiştir. Son olarak ‘Haya: Allah’ın emri, fıtratın gereği’ başlıklı hutbede kadınların giyim tercihleri ve kişisel kararları hedef alınmış, televizyon dizilerinden sosyal medya paylaşımlarına kadar toplumsal yaşamın her alanı baskı altına alınmaya çalışılmıştır.”

Nazlıaka, AKP iktidarının laikliği sistematik olarak aşındırdığını ve kadınlar üzerinde denetim kurmaya çalıştığını söyledi. “Giyim tarzını ‘haram’, estetik müdahaleleri ‘şeytanın oyunu’ ilan etmek, düpedüz baskıdır, cinsiyetçiliğin kurumsal dilidir. Kadının kıyafeti üzerinden aile kurumunu tehlikede görmek, kadını ailenin hizmetkârı olarak görmek anlamına gelir” diye ekledi.

‘Laiklik Kırmızı Çizgimizdir’

Nazlıaka, açıklamalarını şu sözlerle tamamladı: “Biz yaşam tercihlerimizden dolayı utanmıyoruz. Asıl utanılması gereken, kamusal kaynaklarla lüks içinde yaşayan ama kadınların bedenine dil uzatan bu çifte standarttır. Laiklik kırmızı çizgimiz. Kadınların hayatı, kimliği ve bedeni yalnızca kendilerine aittir. Ülkenin geleceği, baskı ve korkuyla değil, eşitlikle, özgürlükle ve laiklikle kurulacaktır.”

Avukat Sarıhan: ‘Özel Yaşama Müdahale Dine Karşı Tepki Yaratır’

29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı Avukat Şenal Sarıhan ise Diyanet’in görev alanını aşarak özel yaşama müdahale ettiğini belirtti.

“Yaşam herkes içindir ve kadın ya da erkek olalım her birimiz kendi özel yaşamımız içinde istediğimiz gibi davranma, giyinme, süslenme, boyanma gibi haklara sahibiz. Buna kimse müdahale edemez. Bu tür açıklamalar toplumda ayrışmaya neden olur. Bu durum dine karşı tepkiyi de yaratır. Çünkü din iç dünyasıyla ilgili bir olgudur. Diyanet’in kendi sınırını bilerek davranması gerektiği inancındayım.”

Exit mobile version