Sana Göre Haber

Doğu Akdeniz’de Tansiyon Zirvede: İsrail’in ‘Poseidon’ Planına Karşı Türkiye’nin Tayfun Füzesi Kozu

Doğu Akdeniz’de Stratejik Gerilim: İsrail’in ‘Poseidon’ Hamlesi ve Türkiye’nin Duruşu

Orta Doğu’da güç dengelerini yakından takip eden İsrail, Türk Savunma Sanayii’nin yükselen gücünü ve Türkiye’nin kendinden emin adımlarını bir ‘tehdit’ olarak değerlendiriyor. İsrail’in önde gelen yayın organlarından Israel Hayom’da analist Shay Gal tarafından kaleme alınan bir analiz, bu endişeyi açıkça ortaya koyuyor. Analizde, Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) askeri varlığına odaklanılarak, “Kuzey Kıbrıs aynı zamanda bir İsrail sorunudur” ifadesiyle net bir mesaj veriliyor.

Yazıda, ‘kritik bir eşik’ aşıldığında müdahale edilebileceği belirtilirken, TSK’nın Kıbrıs’taki varlığını engellemeye yönelik projenin adı da dikkat çekiyor: Poseidon. Yunan mitolojisinde deniz tanrısı olan Poseidon’un bir diğer anlamı ‘dünyanın efendisi’dir. Bu ismin, İsrail’in Akdeniz’deki doğal gaz sahasına İncil’deki deniz canavarı ‘Leviathan’ adını vermesiyle birleştiğinde, bölgedeki emellerine dair önemli ipuçları taşıdığı düşünülüyor.

POSEIDON VE LEVIATHAN İSİMLERİ NE ANLAMA GELİYOR?

Uzmanlar, İsrail’in bu mitolojik ve dini referansları bilinçli olarak seçtiğini vurguluyor. TASAM Başkan Yardımcısı Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Fahri Erenel, bu durumu şöyle değerlendiriyor:

“Poseidon, Yunanistan’dan gelen denizlerle ilgili bir kavram. İsrail’in bu isimleri kullanmasını, Yunanistan ve Güney Kıbrıs yönetimini, Türkiye’yi bir tehdit gibi göstererek yanlarına çekmek maksatlı bir provokasyon olarak düşünüyorum.”

Prof. Dr. Erenel, Yahudilerin bölgedeki 300 yıllık geçmişine dikkat çekerek, Kıbrıs’ın tarihsel olarak Filistin’e geçişte bir durak olduğunu ve iklim yapısının Filistin’e benzerliği nedeniyle stratejik bir rol oynadığını belirtiyor.

KIBRIS’IN YAHUDİLER İÇİN STRATEJİK ÖNEMİ NEDİR?

Kıbrıs, İsrail için sadece güncel bir stratejik hedef değil, aynı zamanda derin tarihsel bağları olan bir ada. Romalılar ve Babiller tarafından sürgün edilen Yahudilerin bir kısmı Kıbrıs’a yerleşmişti. Günümüzde ise İsrail’in hedefi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) silahlandırarak KKTC üzerinde baskı kurmak ve bölgedeki Türk etkisini zayıflatmak.

Prof. Dr. Fahri Erenel’e göre, GKRY son iki yıldır ciddi bir silahlanma sürecinde. Gayrisafi milli hasılasının yaklaşık yüzde 5’ini silahlanmaya ayıran GKRY, bu silahları ağırlıklı olarak İsrail, ABD ve Fransa’dan temin ediyor. Bu silahların hedefinin ise doğrudan KKTC olduğu belirtiliyor.

“Tarihsel olarak İsrail’e yönelik tehditler genellikle Kıbrıs üzerinden gelmiştir. Romalılar ve Haçlılar, Filistin’i ele geçirmek için Kıbrıs’ı bir üs olarak kullanmışlardır. Bu nedenle İsrail, Batı’dan gelebilecek tehditlere karşı en zayıf halkası olarak gördüğü Kıbrıs’ın tamamını kontrol altında tutmak istemektedir.”

TÜRKİYE’NİN CAYDIRICI GÜCÜ: ‘TAYFUN’U ANAMUR’A YERLEŞTİRMEK YETER’

İsrailli analist Shay Gal’ın

Exit mobile version