Tarih Tekerrür mü Ediyor: Firavun’dan Netanyahu’ya Çocuk Katliamı
Antik Mısır’da Kral Firavun, gördüğü bir rüya üzerine dehşete kapılır. Rüyasında, bir ateşin kendi tahtını yok ettiğini görmüştür. Derhal rüya yorumcularını çağırtır ve hepsi aynı sonuca varır: O yıl doğacak bir erkek çocuk, onun hükümdarlığına son verecektir. Firavun, bu kehanet karşısında acımasız bir emir verir: “Yeni doğan tüm erkek çocukları öldürün!”
Bu tarihsel anlatı, günümüzde Netenyahu’nun savaş kabinesinin Gazze’deki eylemleriyle acı bir benzerlik taşıyor. Gazze’de doğacak çocukların, İsrailoğullarının tahtını sallayacağı korkusu, onları sistematik bir şekilde çocukları hedef almaya itmiş görünüyor. Yaklaşık 20 yıldır havadan, karadan ve denizden abluka altında tutulan Gazze’de, her gün onlarca çocuğun hayatını kaybettiği bir vahşet yaşanıyor. Bu da yetmezmiş gibi, gıdaya erişimlerini engelleyerek çocukları açlıkla ölüme terk ediyorlar.
Hz. Musa ve İlahi Kurtuluş
Kutsal metinlerde anlatıldığı üzere Allah, Musa bebeği Firavun’un zulmünden korumak için annesine “Onu emzir ve nehire bırak” diye vahyeder. Nehire bırakılan bebek, bulunur ve Kraliçe Asiye’ye teslim edilir. Asiye, bebeği sever ve onu evlat edinir. Sarayda bir prens gibi büyüyen Hz. Musa, ileride Mısır’da zulüm gören İsrailoğullarını kölelikten kurtaran lider olur. Bu kıssa, Kur’an-ı Kerim’de Kasas Suresi’nde detaylıca anlatılmaktadır.
Gazze’de Modern Zaman Firavunları ve Unutulan Emirler
Bugün ise benzer bir hikaye, trajik bir şekilde Gazze topraklarında yaşanıyor. Ancak bu kez roller değişmiş durumda. Allah’ın Hz. Musa’ya gönderdiği “On Emir” içindeki “Öldürmeyeceksin!” talimatını hiçe sayan İsrailoğulları, adeta Firavun gibi davranarak Gazzeli çocukları gözlerini kırpmadan katlediyor. En ufak bir merhamet belirtisi göstermeyen bu zulme, silah ve siyasi destek sağlayan Batılı ülkelerin vicdanları da kararmış bir halde sessiz kalıyor.
İsrail’in Gazze’deki yıkımı sistematik bir hal almıştır. Son 22 ayda yaşananlar, bu soykırımın boyutlarını gözler önüne sermektedir:
- Gazze’deki sağlık sistemi bilinçli olarak yok edildi.
- 1580 sağlık çalışanı öldürüldü, 302’si tutuklandı.
- En az 60 bin kişi katledildi ve 150 bin kişi yaralandı; bu rakamların üçte birini çocuklar oluşturuyor.
- Savaş öncesi 2 milyon 227 bin olan Gazze nüfusu, İsrail’in tespitine göre 1 milyon 850 bine düştü. Kayıp 317 bin kişinin akıbeti meçhul.
İsrail, abluka altındaki Gazze’de evleri yerle bir etti, insanları zorla göç ettirdi. Yaralıların ve hastaların tahliyesini engelleyerek, halkı açlık ve susuzlukla baş başa bıraktı. İnsani yardımların girişini kısıtladı, içme suyu ve elektriği kesti, kanalizasyon sistemini çökertti. Bu durum, salgın hastalıkların yayılmasına neden oldu ve Gazze halkına yönelik bilinçli bir soykırım politikası uygulandı.
Bir Fotoğrafın Gücü: Muhammed Zekeriya ve Dünyanın Sarsılan Vicdanı
Geçtiğimiz hafta, ABD’nin prestijli gazetelerinden New York Times (NYT), kapağına taşıdığı bir fotoğrafla Gazze’deki yıkıcı açlık krizini dünyaya duyurdu. Fotoğrafta, annesinin kucağında gözleri kapalı ve kemikleri sayılan Muhammed Zekeriya bebek yer alıyordu. Bu kare, abluka altındaki Gazze’de yaşanan insanlık trajedisinin acı bir sembolü haline geldi.
İsrail, bu durumu Hamas’ın hasta çocukları propaganda malzemesi olarak kullandığı iddiasıyla savuşturmaya çalıştı. Ancak NYT’nin yanıtı gecikmedi. Gazete, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden çocukların uzun bir listesini yayınlayarak iddiaları çürüttü. Zekeriya’nın doğuştan gelen beyin ve kas gelişim problemi olduğu, ancak bu tür hassas sağlık durumuna sahip çocukların İsrail ablukası nedeniyle ölümcül bir sona sürüklendiği vurgulandı.
Batı’nın Gecikmeli Tepkisi ve Filistin’in Tanınması
Bu gelişmelerin ardından başta Fransa ve İngiltere olmak üzere birçok Batılı ülke, art arda Filistin’i devlet olarak tanıyacaklarını açıkladı. İsrail’in soykırımına uzun süre sessiz kalan Batı, açlıkla ölüme mahkum edilen çocukların trajedisi karşısında çözümü Filistin devletini tanımakta buldu. Bu nedenle, Eylül ayında gerçekleşecek Birleşmiş Milletler (BM) toplantısının oldukça hareketli geçmesi bekleniyor. Anlaşılan o ki, Batılı liderler bile İsrail’in uyguladığı soykırımı artık kararmış vicdanlarına sığdıramıyor.