Hidrojen Sektöründen Stratejik Çağrı: Temiz Elektrik Yasasına Eklenmeli
Hidrojen sektörü temsilcisi Günay, yaptığı yazılı açıklamada, mevcut temiz elektrik üretim yasasının kapsamının genişletilmesi gerektiğini belirtti. Günay, yasanın şu anki haliyle hidrolik, rüzgar, güneş, jeotermal, biyokütle, dalga, akıntı ve gel-git gibi fosil olmayan enerji kaynaklarını içerdiğini hatırlattı.
Yasal Zeminin Oluşturulması Bir İhtiyaç
Günay, günümüz koşullarında hidrojenin de bu yasaya eklenmesinin dönemsel bir ihtiyaç haline geldiğini vurguladı. Bu adımın önemini şu sözlerle ifade etti:
“Böylece hidrojen ilk defa, yenilenebilir enerji kaynağı, yani yeşil enerji kaynağı olarak Türk mevzuatında yasal bir zemine kavuşturulmuş olacaktır. Bu karar, ‘hidrojene özel bir otorite atanması’ ve ‘Yeşil hidrojen özel üretim bölgeleri ilan edilmesi’ kadar öncelikli bir gelişme olacaktır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, hidrojen sektörü gelişimini destekleyeceklerdir.”
İklim Krizi ile Mücadelede Enerji Dönüşümünün Önemi
Son dönemde yaşanan orman yangınlarının dikkatleri bir kez daha iklim krizine çektiğini belirten Günay, bu krizle mücadelede yeşil dönüşümün merkezi bir rol oynadığını ifade etti. Günay, konuya ilişkin değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“Yeşil dönüşüm artık bir seçenek değil zorunluluk olduğunu ortaya koymuştur. Yeşil dönüşümün kutup yıldızı hidrojendir. Üretirken saf oksijen açığa çıkıyor. Tüketirken saf su elde ediliyor. Fosil yakıtlardan böyle bir ürünle çıkışın alternatifi yok. Elbette, bazı handikaplar var ancak sektör dünyada hızla gelişiyor.”
Günay, Türkiye’nin zengin güneş ve rüzgar potansiyelini yeşil hidrojene dönüştürmenin hem cari açığın azaltılmasına hem de enerji arz güvenliğinin sağlanmasına büyük katkı sunacağını ekledi. Günay’a göre, enerji arz güvenliği, bir ülkenin bağımsızlık eşiği anlamına gelmektedir.