Küresel Kaynak Tüketimi Alarm Veriyor: Dünya Limit Aşım Günü Neden Erkene Çekiliyor?

Küresel Kaynak Tüketimi Tehlikeli Seviyelerde

Uzmanlar, gezegenimizin bir yıl içinde kendini yenileme kapasitesini aşan tüketim alışkanlıklarımızın ekolojik dengeyi ve gelecek nesillerin yaşam hakkını ciddi şekilde tehdit ettiğini vurguluyor. Küresel Ayak İzi Ağı (GFN) tarafından hesaplanan Dünya Limit Aşım Günü’nün her yıl daha erken bir tarihe çekilmesi, bu tehlikenin en somut göstergesi olarak kabul ediliyor.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Adiller, mevcut tüketim hızıyla devam edilmesi durumunda, dünyanın 100 yıldan kısa bir sürede doğal kaynaklarını tamamen tüketebileceği uyarısında bulundu.

Dr. Adiller, “Dünya Limit Aşım Günü, doğanın bize o yıl için sunduğu doğal kaynakları tükettiğimiz günü ifade ediyor. Maalesef biz günümüzde artık bu yenilenme hızını aşmış durumdayız ve yılı bitirmeden bize ayrılan kaynakları tüketip önümüzdeki yıllardan, nesillerden tüketmeye başlıyoruz.” şeklinde konuştu.

Adiller, bu yılki Limit Aşım Günü’nün geçen yıla göre 8 gün gerilediğini ve bu endişe verici trendin 1970’lerden beri devam ettiğini belirtti. “1970’li yıllarda aralık ayındaydık. 1980’lerde kasım, 1990’lı yıllarda ise ekim ayına geldik” diyerek durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Pandemi dönemindeki kısıtlamalarla yaşanan geçici yavaşlamanın ardından tüketim hızının tekrar arttığına dikkat çekti.

Türkiye’nin Durumu ve Küresel Karşılaştırma

Türkiye özelinde Limit Aşım Günü’nün geçen yıl 11 Haziran iken bu yıl 18 Haziran olarak belirlendiğini belirten Adiller, Türkiye’nin kaynak kullanımında bir miktar iyileşme gösterse de dünya ortalamasının altında kaldığını ifade etti. Gelişmiş ülkelerin doğal kaynakları çok daha hızlı tükettiğini vurgulayan Adiller, ABD gibi ülkelerin bu sınırı Mart ayında aştığını, Almanya, Fransa ve komşu ülkeler Yunanistan ile Bulgaristan’ın da Türkiye’den çok daha önce kaynaklarını tükettiğini paylaştı.

Bireysel Sorumluluk ve Çözüm Önerileri

Dr. Ahmet Adiller, sürdürülebilirlik için sadece hükümetlerin değil, bireylerin de sorumluluk alması gerektiğini söyledi. Enerji tüketiminin azaltılması ve israfın önlenmesinin önemini vurgulayan Adiller, şu adımların atılabileceğini belirtti:

  • Özel araç kullanımı yerine toplu taşımanın tercih edilmesi.
  • Uçak seyahatleri yerine alternatif ulaşım yöntemlerinin değerlendirilmesi.
  • Gıda israfının önlenmesi.

Adiller, bu tür bireysel önlemlerle Limit Aşım Günü’nün 10 yıl içinde Ağustos, Eylül ve hatta ilerleyen aylara ötelenmesinin mümkün olduğunu dile getirdi.

WWF Türkiye: “Geleceğe Borçlanarak Yaşıyoruz”

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye Genel Müdürü Ömür Kula, insanlığın 2025 yılına ait kaynakları 7 ay dolmadan tükettiğini ve bu tarihten itibaren doğadan borç alarak yaşadığını ifade etti.

Kula, “Türkiye, bu tarihe dünya ortalamasından daha erken, 18 Haziran’da ulaştı. Bu durum, dünya ortalamasının üzerinde bir tüketim karnesine sahip olan Türkiye’nin, doğal kaynakların sürdürülebilirliği için daha hızlı ve kararlı adımlar atması gerektiğini gösteriyor.” dedi.

Devletlerin ve Bireylerin Yükümlülükleri

Kula, Türkiye’de ekolojik dengeyi en çok zorlayan alanların enerji, sanayi, ulaşım ve tarım olduğuna dikkat çekerek, bu alanlarda yapısal dönüşümlerin şart olduğunu belirtti. Bireysel çabaların da önemli olduğunu vurgulayan Kula, yakın zamanda Uluslararası Adalet Divanı’nın devletlerin sera gazı emisyonları konusunda açık yükümlülükleri olduğunu teyit ettiğini hatırlattı. GFN verilerine göre, küresel ölçekte fosil yakıtlardan kaynaklanan karbondioksit salımının yüzde 50 azaltılması, Limit Aşım Günü’nü üç ay ileriye taşıyabilir. Kula, sürdürülebilirlik için kamu, yerel yönetimler, sivil toplum ve halkın katılımıyla bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.