Sana Göre Haber

Yeni Anayasa Tartışmaları: İktidarın Hamleleri ve CHP’nin ‘Cumhuriyet Muhafızlığı’ Sınavı

Anayasa Tartışmaları ve İktidarın Tutumu

Mevcut siyasi iklimde, üniter yapı ve yurttaşlık tanımı gibi temel konular üzerinden bir tartışma yürütülüyor. İktidarın, ABD’nin bölgedeki politikalarıyla paralel hareket ettiği ve nihai hedefin bir Saray anayasası yapmak olduğu iddia ediliyor. Bu hedefe ulaşma yolunda, PKK ile yürütülen pazarlıkların yeni bir aşamaya geçtiği ve İmralı’daki ismin çevresinin tahliyesinin gündeme geldiği belirtiliyor.

Bu süreçte yaşanan ilginç bir gelişme ise, ilk tahliye edilen kişinin, ifadeleriyle CHP’li belediye başkanları ve çalışanlarının tutuklanmasına neden olan bir itirafçının kuzeni olmasıdır.

Terör Örgütünün Tehditleri ve İktidarın Sessizliği

Terör örgütü ise bu durumu bir fırsat olarak görerek taleplerini artırıyor. Örgütün liderlerinden Cemil Bayık‘ın sözleri bu durumu özetler nitelikte:

“İzlediğimiz tarz, Türkiye’ye adım attırma tarzıdır. Ya adım atacaklar ya da başka türlü bitecek. Türkiye savaşı kazanamadı, iflas etti.”

Örgütün Türkiye’ye diz çöktürdüğünü iddia eden bu tür açıklamalara rağmen, iktidarın sessiz kalarak koltuklarını koruduğu eleştirisi yapılıyor. Amaçlarının, Türkiye Cumhuriyeti’ni bir komisyona havale ederek, yerine Osmanlı millet modeline dayalı etnikçi ve ümmetçi bir Saray rejimi kurmak olduğu öne sürülüyor.

CHP’nin Anayasa Komisyonundaki Rolü

CHP’nin kurulan komisyona katılması eleştirilse de, Genel Başkan Özgür Özel, partinin bu konuda taviz vermeyeceğini açıkça ifade ediyor. Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beklentilerini “tuhaf” olarak nitelendirerek, anayasaya uymayan bir yönetimle yeni bir anayasa yapılamayacağının altını çiziyor.

“Komisyon, anayasa yapacak bir komisyon değil. Ona niyetlenen bizi yanında bulamaz.”

Özgür Özel, CHP’nin olmadığı bir komisyonun daha tehlikeli olacağını belirterek, “Biz, Cumhuriyetin muhafızlarıyız” diyerek partinin tarihsel sorumluluğuna vurgu yapıyor. Eğer CHP, bu tuzaklara düşmeden halkın sesi olmayı sürdürür ve “Cumhuriyetin muhafızlığı” görevini yerine getirirse, bu oyunların başarılı olamayacağı ifade ediliyor.

Yeni Türkiye’de Bilim Anlayışı Üzerine Bir Değerlendirme

AKP iktidarıyla birlikte Türkiye’nin bir “fırsatlar ülkesi” haline geldiği ve “yeni Türkiye yüzyılı” ile vesayetçi geçmişin geride bırakıldığı söylemi sıkça dile getiriliyor. Bu “fırsatlar ülkesinde” yaşanan bir gelişme ise dikkat çekici. First Lady Emine Erdoğan‘ın, Zeynep Kamil İlkokulu’nda başladığı ve Mithatpaşa Akşam Sanat Okulu’ndan mezun olmadığı eğitim geçmişine rağmen, adının Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde kurulan bir enstitüye verilmesi şaşkınlıkla karşılanmıyor.

Daha önce fakülte dekanlığının adını taşıyan binanın girişine, Emine Erdoğan’ın adının altın harflerle yazıldığı belirtiliyor. Bu durum, Emine Erdoğan’ın akademik dünyaya sunduğu katkıların bir yansıması olarak sunuluyor ve adının tarımı kalkındıracağı iddia ediliyor. Diğer yandan, CHP’nin potansiyel cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu‘nun üniversite diplomasının, Saray tarafından atanan bir rektörce iptal ettirilmesi de bu “fırsatlar” bağlamında değerlendiriliyor.

Exit mobile version