Yaşlanma Sanatına Dair Bilgece Sözler
“Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapılabileceklerini engellemesine izin verme.”
“Hatırlar mısın, sen doğduğunda ağlıyordun ve etrafındaki herkes gülüyordu. Öyle bir hayat sür ki, sen öldüğünde herkes ağlasın, senin yüzünde ise anlamlı bir gülümseme olsun.”
“Yaşlanmak, bir dağa tırmanmaya benzer. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır. Ama görüş açınız genişler…”
Zamanın Aynasındaki Yansımamız
Yaşlanmak, çoğu zaman kabullenmekte zorlandığımız garip bir duygudur. Kendi yüzümüzdeki ve kalbimizdeki değişimleri, genellikle yaşıtlarımızın üzerinde zamanın bıraktığı izleri gözlemleyerek, adeta “bir aynadan akseder gibi” anlarız. Gözlerimiz için her zaman aynı genç kişi olarak kalırız; gençliğin o utangaçlıklarını ve umutlarını içimizde taşımaya devam ederiz. Genç kuşakların bize biçtiği “amca”, “teyze”, “dede” gibi rolleri zihnimizde tam olarak oturtamayız. Bu unvanlar bizi şaşırtsa da, belki de ak bir saça rağmen yaşlanmayı istemeyen kalbimizi kabul etme olgunluğunu göstermenin vaktidir.
Yaşlanma Sürecini Anlamak
Hepimiz doğar, olgunlaşır ve nihayetinde ölürüz. Yaşlanma, yaşam süremiz boyunca ruhun, bedenin ve çevrenin karmaşık etkileşimiyle şekillenir; ancak bu süreç herkes için farklı işler. Bedenimiz, ruhumuza kıyasla daha genel kalıplar içinde yaşlanır. Yaşlandıkça nasıl bir görünüme bürüneceğimize dair kalıplaşmış düşünceler, genellikle benliğimizden çok dış görünüşümüzle ilgilidir.
Bilimsel olarak yaşlanma, hücrelerden organlara kadar tüm yapılarda fonksiyonların giderek azaldığı, canlının büyüme ve gelişmesinde zamanla meydana gelen gerilemelerin toplamıdır. Bu, doğumla başlayan ve asla durmayan bir süreçtir.
Hayaller ve Beklentiler Arasında Yaşam
Gençlik yıllarında hepimiz heyecan, merak ve enerji doluyuzdur. Kalbimiz ve ruhumuz yeni deneyimlere açıktır. Ancak 40-60 yaşları arasında bir noktada, birçoğumuz büyük hayallerimizden vazgeçip beklentilerimizi en aza indiririz. Neale Donald Walsch’un “Tanrı ile Sohbet” adlı eserinde belirttiği gibi, sorun genellikle en büyük umutlarımızı kendimizle değil, sevdiğimiz kişiyle ilişkilendirmemizdir. Oysa asıl test, bizim kendi hayallerimize ne kadar sadık yaşadığımızdır.
Kültür ve Sanatta Hayatın Evreleri
Shakespeare’in “As You Like It” adlı eserinde çizdiği hayatın yedi dönemi tablosu, belki de bu konuda yapılmış en unutulmaz ve sarsıcı tasvirdir.
“Önce bir bebektir, ağlayan, vızıldayan… Sonra sızlanıp duran bir okul çocuğudur… Ve sonra aşıktır; yanar, tutuşur… Sonra bir askerdir; ün peşinde koşan… Ve sonra belediye meclisi üyesidir, koca göbekli… Altıncı yaş dönemi: eski moda pantolon ve terlikler ayakta… Son sahne: Bu macera dolu acayip hikâyenin bittiği, ikinci çocukluk dönemidir ve unutulup gittiği; dişler döküktür artık, gözler fersiz, zevklerden ve her şeyden yoksun.”
Hayatın son dönemine dair diğer kültürel referanslar da benzer bir bakış açısı sunar. 16. yüzyılda Titian, insanın üç yaşını beşikte bir bebek, flüt çalan bir çoban ve bir kafatasına dalmış yaşlı bir adamla sembolize etmiştir. Yunan mitolojisindeki Sfenks’in ünlü bilmecesi de bu üç döneme işaret eder: Önce dört, sonra iki, en sonunda üç ayak üzerinde yürüyen varlık insandır.
Yaşlılığa Bilgece Bir Bakış
Tüm bu karamsar tablolara karşın, farklı bir perspektif de mümkündür. 89 yaşında insanlığı kurtarma arayışıyla hapse giren Bertrand Russell, 80 yaşında aldığı Nobel Edebiyat Ödülü konuşmasında şöyle der:
“Fert olarak insan hayatı bir nehre benzemelidir. Başlangıçta küçük… Yavaş yavaş nehir daha geniş bir hal alır, kıyıları birbirinden uzaklaşır, sular çok daha sakin akmaya başlar ve sonunda, gözle görülebilir bir kopma olmaksızın denize karışır ve kendi benliklerini kaybederler.”
Sağlıklı ve Uzun Bir Yaşamın Anahtarları
Yaşlanma sürecini daha sağlıklı ve mutlu geçirmek için atabileceğiniz adımlar vardır. İşte o adımlar:
- Sigara içmeyin.
- Dengeli beslenin ve ideal kilonuzu koruyun.
- Düzenli egzersiz yapın.
- Periyodik sağlık kontrollerinizi (check-up) ihmal etmeyin ve doktor tavsiyelerine uyun.
- Aile ve arkadaşlarınızla sağlıklı ilişkilerinizi sürdürün.
- Dinlenmeye ve yeterli uykuya zaman ayırın.
- İş, eğlence ve sosyal aktivitelerde canlı ve aktif kalın.
- Uzun süre güneşe ve aşırı soğuğa maruz kalmaktan kaçının.
- Alkolden uzak durun.
- Hayata karşı yapıcı ve olumlu bir tutum sergileyin, sizi mutlu eden şeyleri keşfedip yapın.
Hepimize, sağlıklı, mutlu ve olabildiğince uzun bir hayat dileğiyle…
Kaynakça
Yaşama Sanatı – Andre MAUROİS
Düşünce Tarihi – Orhan HANÇERLİOĞLU
İyi ve Uzun Bir Hayata Doğru – Morton PUNER
Biyolojik Bilimler Araştırma ve Geliştirme A.Ş. – H.E. (Yaşlanma)