AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın erken seçime kapıları kapatan ve “seçimler zamanında yapılacak” yönündeki net açıklamalarına rağmen, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu‘ndan dikkat çeken bir çıkış geldi. Uraloğlu’nun seçimler için 2027 yılını işaret etmesi, parti içinde yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Bakan Uraloğlu’ndan 2027 Tarihi İddiası
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yaptığı bir konuşmada seçimlerin 2027’de olabileceğine dair kişisel öngörüsünü paylaştı. Uraloğlu, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“O akşam Trabzon’da Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi sonuçlarını takip ediyoruz. Bir anda nereye geldik? 2027’nin diyelim sonuna doğru ve ben şunu görüyorum. Cumhurbaşkanımız açık ara tekrar Cumhurbaşkanı. Ben bu seçimi, bunu, bunu ben yaşıyorum.”
Şamil Tayyar’dan Destek Geldi, Sonra Paylaşım Silindi
Bakan Uraloğlu’nun bu sözlerinin ardından eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımla erken seçim fikrine destek verdi. Ancak Tayyar, kısa bir süre sonra bu paylaşımını kaldırdı.
“Ortak Kanaatin Şekillendiğini Gösteriyor”
Tayyar, sildiği paylaşımında parti içindeki yetkili isimlerin benzer tarihlere işaret ettiğini belirterek, ortak bir görüşün oluşmaya başladığını savundu:
“Ulaştırma Bakanımız, Trabzon’daki konuşmasında genel seçimin 2027 sonunda olabileceğini söylemiş. Bir ihtimal olarak. Daha önce Genel Başkan Vekilimiz @mustafaelitas, Grup Başkanvekilimiz Genel Başkan Yardımcımız da farklı tarihlerde genel seçimin 2027 Kasım’ında yapılma ihtimaline dikkat çekmişti. Bu konuda bir karar alınmadığı halde yetkili isimlerin aynı takvime gönderme yapması, bir ortak kanaatin şekillenmeye başladığını gösteriyor.”
“İşi Hiç Uzatmadan…”
Tayyar, paylaşımının devamında erken seçim kararının alınmasının siyasi ve toplumsal bir rahatlama getireceğini öne sürdü:
“Bana kalırsa… İşi hiç uzatmadan, şimdiden 2027 yılı Kasım ayı için seçim kararı alınsa, hem toplumda hem siyasette genel bir rahatlama olacağını düşünüyorum. Çözüm süreci, yeni Anayasa, ekonomik program, İBB soruşturması gibi tüm tartışmalar seçim polemiği dışında kalır, gündem daha reel zeminde ilerler kanaatindeyim. Herkes hesabını buna göre yapar, risk azalır, gündem daha şeffaf hale gelir. Küçük bir öneri…”