İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, İsrailli yerleşimcilerden oluşan bir grupla birlikte Mescid-i Aksa’ya tartışmalı bir baskın daha gerçekleştirdi. Baskın, bölgedeki gerilimi bir kez daha tırmandırdı ve uluslararası tepkilere neden oldu.
Tişa BeAv Bahanesiyle Talmud Ayinleri
İsrail basınında paylaşılan görüntülerde, Ben-Gvir ve beraberindeki grubun, Yahudilikte ‘Tapınak’ın yıkılış dönümü’ olarak bilinen Tişa BeAv gününü anma gerekçesiyle Mescid-i Aksa’nın avlusuna girdiği görüldü. Baskın sırasında, grubun Talmud ayinleri düzenlediği ve Ben-Gvir’in cep telefonundan Talmud duası okuduğu anlar kameralara yansıdı.
Sabahın erken saatlerinde de yüzlerce fanatik İsrailli, polis koruması altında Mescid-i Aksa’ya girerek benzer ayinler gerçekleştirdi. Bu baskınlar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu‘nun ofisinden alınan onayla yapılıyor ve Ben-Gvir’in 2022 sonunda göreve başlamasından bu yana tekrarlanan bir provokasyon halini aldı.
Filistin’den Uyarı Gelmişti
Baskından bir gün önce Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrailli fanatik grupların Tişa BeAv dolayısıyla Mescid-i Aksa’ya yönelik kitlesel bir baskın hazırlığı içinde olduğu konusunda uyarıda bulunmuştu. Bakanlık, bu çağrıların Mescid-i Aksa’yı hedef alan “resmi İsrail politikalarının bir parçası” olduğunu vurgulamıştı.
Ürdün’den Sert Kınama ve Hukuki Statü Uyarısı
Ürdün Dışişleri Bakanlığı, Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskını “en sert şekilde” kınayan bir açıklama yayımladı. Açıklamada, bu eylemin uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğu belirtildi.
“Ben-Gvir’in Aksa’ya düzenlediği baskın, uluslararası hukukun ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali, kabul edilemez bir provokasyon ve tırmanıştır. Bu girişim, Mescid-i Aksa’yı zamansal ve mekânsal olarak bölmeyi hedefleyen, tarihi ve hukuki statükonun açık bir ihlali ve Aksa’nın kutsallığına yönelik bir saygısızlıktır.”
Ürdün, işgalci güç olarak İsrail’e “Ben-Gvir’in tüm kışkırtıcı eylemlerini durdurması” çağrısında bulundu.
Kudüs’teki Statüko ve Anlaşmalar
26 Ekim 1994 tarihli Vadi Arabe Anlaşması‘na göre, Kudüs’teki dini mekanların idaresi Ürdün’e aittir. Anlaşma, İsrail’in Ürdün Haşimi Krallığı’nın kutsal mekanlardaki mevcut rolüne saygı duymasını şart koşar. Mescid-i Aksa, Ürdün Vakıflar Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin himayesindedir. Ancak 2003 yılından bu yana İsrail, tek taraflı bir kararla ve idarenin izni olmaksızın fanatik Yahudilerin polis eşliğinde mabede girmesine izin vermektedir.