Bursa’daki Yangının Ekolojik Bilançosu: Tam İyileşme 100 Yıl Sürebilir
Bursa’da meydana gelen ve yaklaşık 2 bin 200 futbol sahası büyüklüğünde bir alanı etkileyen orman yangınları, 3 bin hektarlık orman arazisinde büyük hasara yol açtı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burak Arıcak, yanan orman ekosisteminin kendini tamamen yenilemesinin 100 yılı bulabileceğini vurguladı.
Yangının Boyutu ve İklim Üzerindeki Etkileri
Prof. Dr. Arıcak, yangının ardından bölgede ciddi bir tahribatın ortaya çıktığını belirtti. Yangının iklim değişikliği üzerindeki çift yönlü etkisine dikkat çeken Arıcak, şöyle konuştu:
“Ormanlar, okyanuslardan sonra gezegenimizin en büyük karbon yutaklarıdır. Bu denli büyük ormanlık alanların yanmasıyla, iklim değişikliğiyle mücadelede en önemli doğal müttefiklerimizi yitiriyoruz. Dahası, yangın sırasında atmosfere yayılan yoğun karbondioksit, iklim değişikliğini tetikleyerek bir kısır döngü yaratmaktadır.”
Yeniden Ağaçlandırma Çalışmaları Bir Yıl İçinde Başlayacak
Yanan alanların yeniden ormanlaştırılması sürecinin en geç bir yıl içinde başlayacağını ifade eden Prof. Dr. Arıcak, yasal zorunlulukları hatırlattı. “Anayasa’nın 169. maddesi uyarınca yanan alanların yeniden ormanlaştırılması esastır ve bu görev Orman Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilir” dedi. Bölgede yanan ağaç türlerinin genellikle kızılçam ve karaçam olduğunu belirten Arıcak, kızılçamın ilginç bir özelliğine dikkat çekti:
“Kızılçam, reçineli yapısı nedeniyle yangına duyarlı olsa da, yangının ısısıyla kozalaklarını açarak tohumlarını toprağa saçma yeteneğine sahiptir. Bu, doğal bir yenilenme mekanizmasıdır. Süreçte öncelikle hasar tespiti yapılacak, kurtarılabilecek ağaçlar sanayi odunu, yakacak odun ve yonga olarak ekonomiye kazandırılacaktır. Ardından fidan dikimi ve tohumlama çalışmaları başlayacak.”
“Orman Örtüsü 10 Yıl Sonra Görülebilir”
Yangının sadece ağaçları değil, toprağın yapısını ve yaban hayatını da derinden etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Arıcak, toprağın asit oranının arttığını ve su tutma kapasitesinin düştüğünü, bunun da erozyon riskini artırdığını söyledi. Ancak bu durumun kalıcı olmadığını ve toprağın zamanla kendini onaracağını ekledi.
“Yanan bu alanlarda yaklaşık 10 yıl sonra yeniden bir orman örtüsü görmeye başlayabiliriz. Fakat ağaçların büyümesi, diğer bitki ve hayvan türlerinin geri dönmesiyle tam bir orman ekosisteminin oluşması bir asrı bulabilir. Yangınlar doğanın bir parçası olsa da, bu büyüklükteki kontrolsüz yangınlar ekosisteme onarılması güç zararlar veriyor.”
Orman yangınlarının yüzde 90’ının insan kaynaklı olduğunu hatırlatan Arıcak, vatandaşları özellikle yaz aylarında ormanlık alanlarda çok daha dikkatli ve tedbirli olmaya davet ederek, “Unutmayalım, bir anlık ihmalin telafisi bir asır sürebilir. Bu değerli zamanı kaybetmeyelim” çağrısında bulundu.