Türkiye’yi Sarsan Sahte Diploma Skandalı: Çete Lideri Doktoralı Çıktı
Hürriyet gazetesinin ortaya çıkardığı ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran e-imza çetesinin liderinin, Düzce Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Ziya Kadiroğlu olduğu belirlendi. Daha önce de benzer suçlardan defalarca yargılanan ve 5 yıl hapis yattığı öğrenilen Kadiroğlu, karmaşık bir sahtecilik ağının merkezinde yer alıyor.
Ankara’da İki Ayrı Dava Açıldı: Toplam 199 Zanlı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, çok sayıda kamu kurumuna ait e-imzaları kopyalayarak sahte üniversite ve lise diplomaları ile sürücü belgeleri düzenleyen şebekeye yönelik kapsamlı bir soruşturma yürüttü. Soruşturma neticesinde Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nde iki ayrı dava açıldı.
- İlk dava: Mayıs ayında açılan davada 134 şüpheli yer aldı.
- İkinci dava: Temmuz ayında tamamlanan iddianame ile 65 şüpheli daha davaya eklendi.
Her iki iddianamede de Ziya Kadiroğlu, Gökay Celal Gülen ve Zeynep Karacan‘ın da aralarında bulunduğu 6 kişinin organizasyonun yönetici kadrosunda olduğu belirtildi. Şikâyetçiler arasında Milli Eğitim Bakanlığı ve Gazi Üniversitesi Rektörlüğü gibi önemli kurumlar bulunuyor.
Çetenin Lideri ‘Ziya Hoca’ ve Suç Dosyası
Dava dosyasında örgütün lideri olarak gösterilen ve ‘Ziya Hoca’ lakabıyla anılan Ziya Kadiroğlu, ifadelerinde suçlamalara yabancı olmadığını belirtti. Kadiroğlu, 2010 ve 2012 yıllarında KPSS soruşturmaları kapsamında ve 2016’da başka bir sahte diploma çetesi davasında örgüt lideri olarak yargılandığını kabul etti.
Geçmişten Gelen Suçlamalar ve Savunması
Kadiroğlu, kendisiyle ilgili iddiaları şu sözlerle anlattı:
“Başkalarının yerine joker adayı sınava sokmam iddiaları ile ilgili olarak hakkımda işlem yapıldı. Daha sonra diploma ve atama çetesi olarak adlandırılan dosyada yargılandım ve cezalar aldım. 5 yıl cezaevinde kaldım. Yalnızca 2002 ve 2005’e ait iki dosyadan ceza aldım, diğer tüm dosyalardan beraat ettim. Haksız tutuklama nedeniyle tazminat kazandım.”
Halen Düzce Üniversitesi’nde doktora eğitimine devam ettiğini belirten Kadiroğlu, ülkedeki sınavlara yönelik yasal veya yasadışı eğitim danışmanlığı hizmetleri verdiğini söyleyerek kendini savundu.
Operasyonun Merkezi: ‘Sahtecilik Konağı’ ve Dijital Kanıtlar
İddianamelere göre, çetenin faaliyetlerinin büyük bir kısmı Ankara’nın Ulus semtinde bulunan TUZEM Akademi isimli lüks bir konakta yürütülüyordu. Organizatörlerden Mıhyeddin Yakışır’ın ifadesine göre, konak normal bir eğitim kurumu gibi gösterilirken, arka planda tüm yasa dışı işlemler gerçekleştiriliyordu. Operasyondan hemen önce işyerindeki kamera kayıtlarının silindiği de tespit edildi.
Şüphelilerden Gökay Celal Gülen’e ait dijital materyallerde yapılan incelemelerde ise çok sayıda kişiye ait kimlik bilgileri, sahte kimlik görselleri ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü gibi kurumlara ait belgelere ulaşıldı. Gülen ise bu verilerin kendisine Ziya Kadiroğlu tarafından verilen disklerden kalmış olabileceğini iddia ederek suçlamaları reddetti.
YÖK ve Üniversiteler Soruşturma Başlattı
Çetenin eylemleri sonucunda Türkiye genelinde 400’den fazla kişinin sahte belgelerle üniversitelere öğretim görevlisi veya akademisyen olarak yerleştirildiği, bu kişilerin birçoğunun doçent ve profesör unvanına sahip olduğu iddiası, soruşturmayı farklı bir boyuta taşıdı.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, iddiaların ciddiyetine dikkat çekerek harekete geçti.
“Çok ciddi bir hadise. İki koldan soruşturma yapacağız. Hem biz hem de ilgili üniversiteler ayrı ayrı soruşturma yürüteceğiz. Sahte diplomanın önüne geçmek ve cezai yaptırımları artırmak için yasal düzenlemeye ihtiyaç var.”
Prof. Özvar, YÖK bünyesinde bir soruşturma başlatıldığını ve ilgili üniversitelere de kendi soruşturmalarını yürütmeleri için talimat gönderildiğini açıkladı.