Göz Göre Göre Kıbrıs: İsrail’in Stratejik Hamleleri ve Göz Ardı Edilen Uyarılar

Medya Nihayet Tehlikenin Farkına mı Vardı?

İsrail medyasının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) açıkça tehdit etmesiyle birlikte, Türkiye’deki medya kuruluşları da “İsrail KKTC’yi vurur mu, yoksa bu bir blöf mü?” sorusunu sormaya başladı. Ancak bu uyanış, yıllardır yapılan uyarılardan çok sonra geldi.

Yıllar boyunca bu tehlikeye dikkat çekmek için dilimizde tüy bitti. İş işten geçmeden KKTC’nin karşı karşıya olduğu tehditlerin görülmesi için ısrarla vurguladığımız bazı başlıklar şunlardı:

  • “Kuzey Kıbrıs Yahudi Cumhuriyeti”
  • “Kıbrıs İkinci Filistin olmasın!”
  • “CHP’yi bırak, Kıbrıs’a bak!”
  • “ABD İsrail İttifakı Kıbrıs’ı gözüne kestirdi!”
  • “İsrail Kıbrıs’ta acayip dümenler çeviriyor!”
  • “Kıbrıs Elden Gidiyor.. Uyan Ey Medyamız Gafletten Uyan!”
  • “Kıbrıs’ta Maneviyat Perişan!”

MİLAT gazetesinde yazı dizileri yayımladık, sosyal medyada sayısız paylaşım yaptık fakat bir karşılık bulamadık. Şimdi ise İsrail terör örgütü silahlarını Kıbrıs’a çevirince ve adanın güneyi fiilen İsrail’in bir parçası haline gelince, yumurta kapıya dayanmış görünüyor. Umarız bu geç kalmış uyanış için her şey bitmemiştir ve atı alan Üsküdar’ı geçmemiştir.

15 Yıl Önceki Uyarı: “Kuzey Kıbrıs Yahudi Cumhuriyeti”

KKTC ve dolayısıyla Türkiye’nin yüzleştiği tehditlere dair kaleme aldığımız sayısız yazıdan birini, tam 15 yıl önce, 4 Haziran 2010 tarihinde Vakit gazetesinde yayımlanan “Kuzey Kıbrıs Yahudi Cumhuriyeti” başlıklı makalemizi hatırlatmak isteriz:

Türkiye’nin güvenliği açısından en az boğazlar kadar stratejik öneme sahip olan Kıbrıs’ın “Türk kesimi” adeta bir İsrail işgali altında. Siyonizmin yayın organları, Kıbrıs’ın Türk tarafında “Yahudi yerleşim merkezleri” kurulduğunu manşetlerinden duyuruyor.

Kıbrıs’taki çalışmalarım sırasında edindiğim bilgileri paylaşırken, bazı bölgelerdeki kıyı şeridinin “Mossad bağlantılı” Yahudilerin eline geçtiğini yazmıştım. Bu yapı, iki taraflı çalışıyor. KKTC Şirketler Mukayyitliği’nden elde ettiğim kayıtlar, Tel Aviv merkezli Siyonist şirketlerin, ada ekonomisinin büyük bir bölümünü kontrol altına aldığını gösteriyor.

Toprak Alımları ve Siyonist Liderlik

Bir de sistematik toprak alımları meselesi var. Kimi “İsrail vatandaşı”, kimi “İngiliz Yahudisi” olarak görünen bu kişilerin tamamı köküne kadar Siyonist. Buradaki işadamlarına ise “Haham Haim Azimov” liderlik ediyor. Bu durum, yani Kıbrıs’a yerleşenlerin bir “din mücadelesi” verdikleri ve hedeflerinin Siyonizm’i yaymak olduğu, yine Siyonist gazeteler tarafından açıkça ilan ediliyor. Bu, onların gizli yerleşme aşamasını geçip artık meydan okumaya başladıklarını gösteriyor.

Bir “kanser hücresi” gibi yayılmayı ibadet sayan bu zihniyetten şahsen rahatsızım. Sadece ben değil, ziyaret ettiğim KKTC-Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orcan gibi birçok vatansever de diken üstünde. Ne yazık ki, köylülerimiz en değerli topraklarını “üç beş kuruş” uğruna Yahudilere satmış durumda.

Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orcan’ın da aralarında bulunduğu bir grup vatansever, bu Siyonist yayılmacılığa dair endişelerini Türkiye’deki en hassas devlet kurumlarına raporlar halinde sunmuşlar. Ancak bu konuyu işlememe rağmen, medya kuruluşlarından hiçbir ilgi görmedim. Korkarım ki gün gelecek, İHH’ya Kıbrıs’a da bir “yardım gemisi” göndermek düşecek.