Harvard Üniversitesi’nde Türk Kültürüne Adanmış Yeni Bir Merkez
Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, Harvard Üniversitesi’ndeki araştırmalarının ardından Amerika’nın New England bölgesinde ‘Türk Kültürü Çalışmaları’ (Turkish Cultural Studies) adıyla önemli bir merkez kurdu. Merkezin amacı, Türkiye’nin zengin kültürel ve ilmi mirasını uluslararası platformda daha görünür kılmak. Merkezde düzenlenecek derslerin bir kısmının Türkçe verilmesi planlanıyor.
Dr. Yalçınkaya, 2022-2024 yılları arasında Harvard Üniversitesi Orta Doğu Çalışmaları Merkezi’nde (CMES), Prof. Cemal Kafadar’ın danışmanlığında doktora sonrası araştırmacı olarak görev yaptı. Bu süreçte, geç Osmanlı dönemindeki sufi entelektüellerin ve bürokratların modernleşme sürecindeki rollerini mercek altına aldı. Çalışmalarıyla sufi düşünürlerin gelenek ve modernite arasında nasıl bir köprü kurduğunu inceleyen Yalçınkaya, aynı zamanda Osmanlı tasavvuf musikisini Amerikalı dinleyicilerle buluşturdu.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kültürel Köprü
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecindeki modernleşmenin aktörlerini ve köklü Mevlevi müzik geleneğini Harvard camiasına tanıtan Dr. Yalçınkaya, bu birikimi kalıcı hale getirmek için yeni bir merkez kurma kararı aldı. Merkezin hedeflerini şu sözlerle açıkladı:
“Yaklaşık 20 araştırmacı kadromuzla ilmi projeler yürüteceğiz. Sonbaharda çalışmalara başlayacağız. Derslerin bazıları Türkçe olacak. Turkish Cultural Studies (Türk Kültür Çalışmaları), Türkiye’nin kültürel mirasını akademik ve kültürel çevrelerle buluşturarak bir köprü vazifesi görecek. Osmanlı-Türk tarihine, edebiyatına dair seminerler, atölyeler, konserler düzenleyeceğiz.”
Modernleşmenin Yeniden Yorumlanan Aktörleri
Dr. Yalçınkaya, Harvard’daki araştırmalarında Ken’an Rifai ve Veled Çelebi İzbudak gibi geç Osmanlı dönemi sufi aydınlarına odaklandığını belirtti. Bu konudaki görüşlerini ise şöyle ifade etti:
“Son dönem Osmanlı tarihi yazımlarında sufiler, modernleşmenin önünde Tanzimat’tan beri bir engel olarak görüldü, çeşitli ithamlara konu oldular. Oysa Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet’e uzanan kültür köprüsünün önemli isimlerini daha farklı anlatmalı, tarihimizi yeni bir bakış açısıyla yeniden ele almalı, unutulmuş bu isimleri modernleşmenin önemli aktörleri olarak görmeliyiz. Araştırmamla Osmanlı’nın son döneminde yetişen tasavvufi elitin geri planda kalmadığını, aksine yeni çağın fikir dünyasına aktif yön verdiğini gördük.”
Boston’da Türk Müziği ve Meşk Geleneği
Akademik çalışmalarının yanı sıra müzikal faaliyetlerini de sürdüren Yalçınkaya, “Amerikalı müzisyen arkadaşlarımızın da bulunduğu İstanbul Meşk topluluğu olarak Boston ve çevresinde Türk müziği ve tasavvuf müziği icra ediyoruz. İcraya sesimle olduğu kadar bendir, ud ve klasik kemençemle de eşlik ediyorum.” diyerek kültürel etkileşimi müzik yoluyla da pekiştirdiğini belirtti.