Mescid-i Aksa’ya Yönelik Siyonist Baskın Tehdidi Büyüyor: Rekor Katılım Bekleniyor

Mescid-i Aksa’ya Yönelik Tehditler Artıyor: Siyonist Gruplar Baskına Hazırlanıyor

Müslümanların ilk kıblesi ve en kutsal mekanlarından biri olan Mescid-i Aksa, Siyonist grupların “Mabedin Yıkılış Yıldönümü” bahanesiyle düzenlemeyi planladığı baskınlar nedeniyle ciddi bir tehditle yüzleşiyor. İsrail güçlerinin koruması altında gerçekleştirilmesi beklenen bu eylemler, İslam dünyasında büyük bir endişeyle izleniyor.

Son yıllarda sistematik olarak artan bu baskınlar, endişe verici boyutlara ulaştı. 2022 ve 2023 yıllarında ortalama 2.200 işgalci Yahudi’nin katıldığı baskınlar, 2024’te yaklaşık 3.000 kişiye ulaşarak rekor kırmıştı. Bu yıl bu rekorun da aşılmasından endişe ediliyor.

Planlanan Eylemler ve Fiili İşgal Durumu

Bugün yapılması planlanan baskınlar kapsamında işgalci grupların gerçekleştirmeyi hedeflediği provokatif eylemler şunlardır:

  • Mescid-i Aksa’da Siyonist bayraklar açarak ulusal marşlar okumak.
  • Kutsal avlularda Talmudik ritüeller icra etmek.
  • Beyaz “tövbe kıyafetleri”, siyah tefilin, dua şalı (talit) ve kipa gibi dini sembollerle toplu gösteriler düzenlemek.
  • Aksa’nın avlularında dans ve şarkılarla burayı bir “kamusal alan” haline getirmeye çalışmak.

Uzmanlar, Mescid-i Aksa’nın doğu kısmının fiilen işgal edildiğini ve bu alanın adeta “ilan edilmemiş bir sinagog” gibi kullanıldığını belirtiyor. Bu durum, kutsal mekanın fiilî olarak bölünmeye çalışıldığının en net göstergesi olarak kabul ediliyor.

“Mekânsal ve Zamansal Bölme” Planı Hızla İlerliyor

Bu saldırıların, 25 yılı aşkın bir süredir devam eden sistematik bir planın parçası olduğu vurgulanıyor. “Mekânsal ve Zamansal Bölme” olarak adlandırılan bu plan, Mescid-i Aksa’nın önce fiziksel olarak bölünmesini, ardından da Müslümanların girişinin belirli zamanlarda kısıtlanmasını hedefliyor. Planın nihai amacının ise Aksa’nın tamamen yıkılarak kontrol altına alınması olduğu ifade ediliyor.

İslam Dünyasına ve İnsanlığa Açık Çağrı

Filistinli yetkililer ve İslami kuruluşlar, bu gelişmelerin basit birer provokasyon olmadığını, aksine tüm İslam ümmetine ve insanlığa karşı yapılan bilinçli saldırılar olduğunu duyurdu. Mescid-i Aksa’nın İslamî kimliğine, kutsallığına ve tarihi varlığına yönelik bu açık tehdit karşısında gösterilen sessizliğin ve eylemsizliğin, işgale zımni bir onay anlamına geldiği belirtiliyor.

Kudüs’ten yükselen çağrı, tüm İslam dünyasına ve insanlığa: “Bu tehlikeyi görmezden gelmeyin. Sessizlik, işgale ortak olmaktır.”