Ankara’da Dev Sahte Diploma Operasyonu: 199 Zanlı Yargı Önünde
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, çok sayıda kamu kurumu yöneticisinin e-imzasını kopyalayarak sahte üniversite ve lise diplomaları ile sürücü belgeleri düzenleyen bir şebekeye yönelik kapsamlı bir soruşturma başlattı. Soruşturma sonucunda, Ankara 23’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde toplam 199 zanlı hakkında iki ayrı dava açıldı.
İlk iddianame Mayıs ayında 134 şüpheliyle hazırlanırken, Temmuz ayında eklenen 65 şüpheliyle dava daha da genişledi. İddianamelere göre, Ziya Kadiroğlu, Gökay Celal Gülen ve Zeynep Karacan‘ın da aralarında bulunduğu 6 kilit isim, bu sahte diploma organizasyonunun yöneticileri olarak belirlendi. Şikâyetçiler arasında Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Gazi Üniversitesi Rektörlüğü gibi önemli kurumlar da bulunuyor.
Suç Ağı YÖK ve BTK’ya Kadar Uzanıyor
Soruşturmanın ikinci dalgasında, şüphelilerin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı, Başkan Yardımcısı, YÖK Eğitim Öğretim Daire Başkanı ve 14 farklı üniversitenin Öğrenci İşleri Daire Başkanları veya personelinin e-imzalarını kopyaladıkları ortaya çıktı.
Çete Lideri ‘Ziya Hoca’: Doktoralı Sahtekar
Dava dosyasında, e-imza skandalının merkezindeki isim olarak ‘Ziya Hoca’ lakaplı Ziya Kadiroğlu gösteriliyor. Kadiroğlu’nun ifadesi ise suç geçmişini gözler önüne serdi. Daha önce benzer suçlardan ceza aldığını itiraf eden Kadiroğlu, 2010 ve 2012’de KPSS soruşturmalarında ve 2016’da başka bir sahte diploma çetesi davasında örgüt lideri olarak yargılandığını kabul etti. Kendisini ülkedeki sınavlara yönelik yasal ya da yasadışı eğitim danışmanlığı verdiğini söyleyerek savundu.
‘Joker Aday’ Soruşturmasından Doktora Tezgahına
Kadiroğlu, 2010-2016 yılları arasında kamuoyunda “KPSS çetesi” olarak bilinen dosyada, başkalarının yerine ‘joker aday’ sokma iddialarıyla yargılandığını belirtti. “Diploma ve atama çetesi” davasından ceza alıp 5 yıl cezaevinde yattığını, ancak birçok dosyadan beraat ederek haksız tutuklama nedeniyle tazminat kazandığını iddia etti. Kadiroğlu’nun en şaşırtıcı beyanı ise halen Düzce Üniversitesi’nde doktora yaptığını söylemesi oldu.
Şebekenin Çalışma Yöntemleri ve Merkezi
Organizatörlerden Gökay Celal Gülen’in elektronik materyallerinde yapılan incelemelerde, çok sayıda kişiye ait kimlik bilgileri ve kamu kurumlarının web sitelerine giriş yapıldığına dair kanıtlar bulundu. Özellikle MEB İşyeri Tabanlı Mesleki Eğitim Daire Başkanı’nın hesabına sahte kimlikle üretilen e-imza ile yetkisiz erişim sağlandığı tespit edildi. Gülen ise suçlamaları reddederek verilerin ‘Ziya Hoca’ tarafından kendisine verilen disklerden kaynaklandığını öne sürdü.
‘Sahtecilik Konağı’ TUZEM Akademi
İddianamelere göre çete, faaliyetlerini Ankara Ulus’ta bulunan TUZEM Akademi isimli lüks bir konaktan yürütüyordu. Şüphelilerden Mıhyeddin Yakışır’ın ifadesine göre, bu konak dışarıdan yasal bir uzaktan eğitim merkezi gibi görünürken, arka planda tüm yasa dışı işlemler gerçekleştiriliyordu. Operasyondan hemen önce işyerindeki kamera kayıtlarının silindiği ve şüphelilerin yakalanma durumunda nasıl savunma yapacaklarını planladıkları mesajlaşmalar da ortaya çıktı.
YÖK ve Üniversitelerde Soruşturma Başlatıldı
Çetenin eylemleri sonucunda üniversitelere öğretim görevlisi ve akademisyen olarak yerleştirilen 400’den fazla kişi olduğu iddiası, soruşturmayı bambaşka bir boyuta taşıdı. Bu kişilerin birçoğunun doçent ve profesör unvanına sahip olduğu öne sürülüyor.
Bu iddialar üzerine Yükseköğretim Kurulu (YÖK) harekete geçti. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Çok ciddi bir hadise. İki koldan soruşturma yapacağız. Hem biz hem de ilgili üniversiteler ayrı ayrı soruşturma yürüteceğiz. Sahte diplomanın önüne geçmek ve cezai yaptırımları artırmak için yasal düzenlemeye ihtiyaç var.”
Prof. Özvar, iddianamedeki bilgiler ve isimler üzerinden hem YÖK bünyesinde hem de ilgili üniversitelerde soruşturma açılması için talimat verdiğini belirtti.