Üniversite adayları için kritik olan tercih dönemi 13 Ağustos’a kadar devam ediyor. Öğrenciler ve aileleri, geleceklerini şekillendirecek “doğru üniversite” ve “doğru bölüm” arayışında yoğun bir maratonun içindeler. Bu süreçte adaylar kampüs tanıtım günlerine katılırken, bir yandan da rehber öğretmenlerden ve uzmanlardan destek alıyor. Ancak bu kritik dönem, bazıları için maddi bir kazanç kapısına dönüşerek ciddi riskler barındırıyor.
Üniversite Tercihlerinde Komisyon Skandalı
Üniversite tercih süreci, bazı rehber öğretmenler ve danışmanlar tarafından adeta bir “kazanç dönemine” çevrilmiş durumda. İddialara göre, bazı danışmanlar öğrencileri belirli vakıf üniversitelerine yönlendirerek karşılığında öğrenci başına 30 bin TL’ye varan komisyonlar alıyor. Bu durumdan habersiz olan aileler ise yapılan yönlendirmelerin tamamen objektif ve profesyonel olduğunu düşünüyor. Ayrıca, sosyal medyada yayılan yanıltıcı bilgiler ve kendisini uzman olarak tanıtan kişiler de gençlerin geleceğini tehlikeye atıyor.
WhatsApp Gruplarında Dönen Teklifler: ’30 Bin TL Vereceğiz’
Vakıf üniversitelerinin rehberlik uzmanlarıyla özel anlaşmalar yaptığı ve bu durumun sektörde normalleştiği belirtiliyor. Rehberlik uzmanlarının bulunduğu WhatsApp gruplarında yapılan reklamlar, sistemin ne kadar yaygınlaştığını gözler önüne seriyor. İşte o mesajlardan bazıları:
- “X Üniversitesi’ni tercih edip kazanan her öğrenciniz için 5 bin TL ödeme yapılacaktır. Prim alabilmek için öğrencinin bilgilerini 11 Ağustos’a kadar iletin.”
- “Tüm bölüm ve programlarda toplamda 10 öğrenciye kadar ön lisansta 8 bin TL; 11-20 arası öğrenci için lisansta 9 bin TL; 21-30 arası öğrenci için lisansta 10 bin TL verilecek.”
- “1’inci sıra tercihe 30 bin TL, 2’nci ve 3’üncü sıra tercihe 20 bin TL, 4’üncü ve 5’inci sıra tercihe 10 bin TL verilecek.”
Uzman Uyarısı: Tercih Listesi Hep Aynıysa Dikkat!
Eğitim ve Kariyer Danışmanı Nur Erdem Özeren, bu sistemin yıllardır devam ettiğini belirterek önemli uyarılarda bulundu. Özeren, “Özellikle ekonomik ve kültürel seviyesi düşük ailelerin çocukları bu sistemin hedefinde. Çünkü araştırma yapma ya da kendine uygun bölümü seçme gibi becerileri daha sınırlı olduğu için yönlendirilmeleri kolay oluyor. Bazı rehber öğretmenler birden fazla üniversiteyle anlaşıp çocuğun listesine hepsini yazdırıyor; hangisine yerleşirse oradan komisyon alıyorlar. Öğretmen, aslında bir vakıf üniversitesinin komisyoncusu gibi çalışıyor” dedi.
Özeren, öğrencilerin sürekli aynı vakıf üniversitelerini öneren rehberlik uzmanlarına karşı şüpheci yaklaşması gerektiğinin altını çizdi.
‘Öğrenciden Çok Danışman Var’: Sahte Uzman Tehlikesi
Tercih döneminin bir diğer büyük sorunu ise uzman olmayan kişilerin yanlış ve eksik bilgilerle öğrencileri yönlendirmesi. Konuyla ilgili Özeren, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Etkileşim almak için kılavuz ya da istatistiklerle ilgili kısa videolar paylaşan ama aslında istatistik okumayı bile bilmeyen kişiler, ‘şu bölüm düşecek, bu yükselecek’ gibi tutarsız tahminlerde bulunuyor.”
Eğitim Koçu Osman Karpuzcu ise durumu şöyle özetliyor:
“Piyasada öğrenciden çok eğitim koçu ve tercih danışmanı var. Bu kişiler, hem bunu bir maddi kazanca çevirmek hem de takipçi sayılarını artırmak için uzmanmış gibi davranıyorlar. Normalde öneri yapmadan önce öğrenciyi tanımaları gerekirken, öğrenciye uygun olmayan tavsiyelerde bulunuyorlar. Öğrencileri ilgi ve alakaları olmayan bölümlere yönlendiriyorlar. Bu öğrenciler durumu belki 2’nci ya da 3’üncü sınıfta fark edecek ve hem zamanları hem de paraları boşa gidecek.”