Almanya, yüksek maliyetleri gerekçe göstererek sosyal yardım sisteminde önemli bir değişikliğe gidiyor. Ülkede ‘Vatandaşlık Parası’ (Bürgergeld) olarak bilinen sosyal yardım ödeneği için kapsamlı bir reform paketi hazırlanıyor.
Reformun Arkasındaki Maliyet Baskısı
DW’nin haberine göre, Ekonomi Bakanı Katherina Reiche, ‘Vatandaşlık Parası’nın artan maliyetleri nedeniyle acil bir reform sürecine girileceğini duyurdu. Devletin kasasından sadece geçen yıl bu ödenek için yaklaşık 46 milyar 900 bin euro harcanması, reform tartışmalarını alevlendirdi. Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) partili Bakan Reiche, Dresden’deki Infineon fabrikası ziyareti sonrası yaptığı açıklamada, koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile bu konuda bir ön anlaşma sağlandığını belirtti.
“Çalışmak Daha Cazip Hale Getirilmeli”
Reformun temel felsefesini açıklayan Bakan Reiche, çalışmanın evde kalmaktan daha kârlı olması gerektiğini vurguladı. Reiche, şu ifadeleri kullandı:
“Çalışanların, çalışmayanlara göre günün sonunda ceplerinde daha fazla para olduğunu hissetmesi gerekir. Çalışabilecek durumda olan herkesin işgücü piyasasına katılması ve yaşamaları için gerekenin bir kısmını kendilerinin kazanması gerekiyor.”
Ukraynalı Sığınmacılar Gündemde
Reform tartışmaları, savaştan kaçarak Almanya’ya gelen Ukraynalı sığınmacıların durumunu da gündeme getirdi. Bavyera Eyaleti Başbakanı Markus Söder, Ukraynalıların Vatandaşlık Parası kapsamından çıkarılarak daha düşük olan sığınmacı yardımlarından faydalanmasını önermişti. Sığınmacı yardımları, nakdi ödemeden çok ayni yardım veya ödeme kartı şeklinde veriliyor.
Saksonya Eyalet Başbakanı Michael Kretschmer ise Söder’in önerisine doğrudan destek vermese de eşit koşulların önemine dikkat çekti:
“Ben herkes için, yani yerli halk, sığınmacılar, koruma arayanlar veya Ukrayna’dan gelenler için eşit koşullar olması gerektiği görüşündeyim. Çalışabilecek olanlar çalışmak zorundadır.”
Kretschmer, ihtiyacı olanlara yardımların devam edeceğini belirtirken, Ukraynalı sığınmacıların Fransa, Hollanda ve Polonya gibi ülkelerde işgücüne katılım oranının Almanya’dan çok daha yüksek olduğunu ifade ederek, konunun sakin bir şekilde ele alınması gerektiğini ekledi.