Görünen Görevler ve Asıl Misyon
Dünyanın en varlıklı diplomatı olarak tanınan Tom Barrack, kamuoyunda iki önemli görevle biliniyor:
- ABD’nin Ankara Büyükelçiliği
- Suriye Özel Temsilciliği
Ancak bu resmi unvanların arkasında, belki de her ikisini de kapsayan çok daha derin ve stratejik bir misyon yatıyor. Barrack’ın asıl görevi, diplomatik kanalları kullanarak Suriye üzerinden Ortadoğu’da istikrarı sağlamak, Türkiye ile İsrail’i ortak bir çatışmasızlık zemininde buluşturmak ve en önemlisi, elindeki “Dijital Köprü” aracılığıyla Ortadoğu ve Körfez’de yeni finans kapıları aralamaktır. Çünkü Trump ve iş ortağı Barrack için “istikrar” kavramı, öncelikle “finansal istikrar” ve kâr anlamına gelmektedir. Bu nedenle Trump’ın Suriye’deki yaptırımları askıya alması ve bölgeye Barrack’ı göndermesi tesadüf değildir. Bu çıkarımlar, gizli bilgilere değil, tamamen açık ve resmi kaynaklara dayanmaktadır.
Dijital Köprü: 80 Milyar Dolarlık Finansal Güç
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin resmi internet sitesinde Tom Barrack hakkında yer alan ifadeler, onun kimliği hakkında önemli ipuçları sunuyor:
“Büyükelçi Barrack, toplam piyasa değeri 80 milyar dolara ulaşan varlıklarıyla ve 19 ülkede yürüttüğü faaliyetlerle dünyanın en büyük dijital altyapı yatırımcılarından biri olan (bugünkü adıyla Digital Bridge olarak bilinen) Los Angeles merkezli küresel özel sermaye yatırım şirketi Colony Capital, Inc.’nin kurucusudur.”
Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, Barrack klasik bir diplomat profilinin çok dışındadır. O, bir ucu Ortadoğu’ya uzanan 80 milyar dolarlık dev bir finansal köprünün sahibidir. Özellikle Ortadoğu, Körfez ülkeleri, Suudi Arabistan, Katar ve BAE ile olan yakın finansal temasları ve ortaklıkları ile tanınan bir uzmandır.
Küresel Bağlantı Ağı ve Ortadoğu Deneyimi
Barrack’ın kariyeri, küresel ölçekteki bağlantı ağının gücünü gözler önüne seriyor. Büyükelçilik sitesindeki tanıtım yazısı şöyle devam ediyor:
“Büyükelçi Barrack, kırk yıllık kariyeri boyunca kurduğu ve yönettiği şirketlerle hemen her kıtada ve çok sayıda sektörde 200 milyar doları aşan sermaye yatırımı gerçekleştirmiştir. Büyükelçi Barrack, dünyanın önde gelen kuruluşları ile Ortadoğu’daki yatırımcılar ve hükümetler arasında küresel bir bağlantı ağı inşa etmiştir.”
Barrack’ın bireysel geçmişi, Körfez bölgesinde milyarlarca dolarlık işlere imza attığını ve prenslerle doğrudan ortaklıklar kurduğunu gösteriyor. Örneğin, 2010 yılında Katar Yatırım ile ortaklık kurarak film yapım şirketi Miramax’ı 660 milyon dolara satın almış ve 2016’da aynı şirketi Katarlı beIN Media Group’a dört kat kârla satmıştır. Ayrıca Paris Saint Germen F.C. kulübünün Katar’a satışında da rol oynamıştır. Bu tecrübeler, onun Ankara ve Şam’daki görevlerinin ne denli geniş bir alanı kapsadığını ortaya koymaktadır.
Bölgesel Strateji ve İsrail’in Güvenliği
Barrack, Suriye’deki hedeflerini şu sözlerle açıklamıştır:
“Suriye’ye yönelik yaptırımların durdurulması, birincil hedefimiz olan IŞİD’in kalıcı olarak yenilgiye uğratılması hedefinin bütünlüğünü koruyacak ve Suriye halkına daha iyi bir gelecek için bir şans verecektir. Bu şekilde Türkiye ve Körfez ülkeleri de dahil olmak üzere bölgesel ortaklarımızla birlikte Suriye hükümetinin barış, güvenlik ve refah umudunu yeniden tesis etmesini sağlamış oluyoruz.”
Burada altı çizilmesi gereken “bölgesel ortaklar” ifadesinin İsrail ve SDG/YPG güçlerini de kapsadığı açıktır. Nitekim Barrack, Washington’da yaptığı bir açıklamada İsrail’in temel beklentisini şöyle özetlemiştir: “Onların istediği şey, İran’la bu bölge arasında kimsenin müdahil olamayacağı güvenilir bir tampon bölge.”
Sonuç: Barrack’ın Asli Görevi
Sonuç olarak, Büyükelçi Barrack’ın bölgedeki ana hedefleri şu şekilde özetlenebilir:
- Suriye’de istikrarı sağlayarak Türkiye ile İsrail arasında bir çatışmasızlık ortamı yaratmak.
- İsrail’in İran kaynaklı güvenlik endişelerini ortadan kaldırmak.
- Bölgede Rusya ve İran’ın etkisini zayıflatmak.
- Körfez’de ABD çıkarlarına uygun, milyarlarca dolarlık yatırımların önünü açacak bir finans ortamı oluşturmak.
Bu karmaşık denklemin içinde Türkiye’nin Gazze’deki insani krizin son bulması ve Suriye’nin kuzeyindeki SDG/YPG’nin silahsızlandırılması gibi temel şartları bulunuyor. “Ticaret ve bankacılık konularında engin bir deneyime sahip” olan dünyanın en zengin diplomatının bu zorlu sorunları nasıl çözeceği ise merak konusu.