Doğu Akdeniz’de Tansiyon Tırmanıyor: Miçotakis’in Diplomatik Sıkıntıları
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, kendi ülkesinde Türkiye karşısında diplomatik bir yenilgi aldığı yönündeki eleştirilerle karşı karşıya. Muhalefet partisi SYRIZA, Miçotakis’in Doğu Akdeniz’deki enerji mücadelesini kaybettiğini iddia ediyor. Bu eleştirilerin merkezinde, Türkiye’nin Libya ve İtalya ile imzaladığı deniz yetki alanları anlaşmaları ve “Mavi Vatan” doktrininin somutlaşması yer alıyor.
Stratejik Enerji Havzası ve Tarihsel Rekabet
Doğu Akdeniz, sadece bir deniz sahası olmanın ötesinde, yaklaşık 1.5 trilyon varillik petrol ve 3.5 milyar metreküplük doğal gaz rezerviyle devasa bir enerji havzası konumunda. Bu zenginlik, bölgeyi Türkiye ve Yunanistan arasındaki tarihsel mücadelenin merkezine oturtuyor.
Bu rekabetin kökleri, 1820’lerdeki Mora isyanından 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na uzanan derin bir geçmişe sahip. 8 Ağustos’ta anılacak olan Erenköy Direnişi gibi olaylar, Türkiye’nin Kıbrıs’taki haklarının ve bu hakların Doğu Akdeniz’e yansımasının simgesidir. Bu durum, aynı zamanda Yunanistan’ın bölgeyi çevreleme stratejisinin bir parçası olan EOKA’nın da başarısızlığı anlamına gelmektedir.
Yunanistan’ın Karşı Hamleleri ve Türkiye’nin Stratejisi
Yunanistan, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğine karşı İsrail ile işbirliğini artırarak bir denge oluşturma çabası içinde. Buna karşılık Türkiye, Libya ve İtalya ile imzaladığı anlaşmalarla denizdeki meşruiyetini ve etkisini pekiştiriyor. Türkiye’nin Oruç Reis sismik araştırma gemisiyle yaptığı hamleler ve donanmasını güçlendirmesi, bölgenin stratejik önemine verdiği değeri gösteriyor.
Miçotakis’ten Tehdit: “Türkiye İddialarından Vazgeçmezse…”
Gerilimin ortasında Yunanistan Başbakanı Miçotakis’ten dikkat çeken bir açıklama geldi. Miçotakis, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki iddialarından geri adım atmaması durumunda Avrupa Birliği fonlarına erişiminin engellenebileceğini öne sürdü.
Türkiye iddialarından vazgeçmezse AB kredisi alamaz.
Ancak bu tehdidin uygulanabilirliği tartışmalı. AB kredilerinin kesilmesi gibi önemli bir karar, Yunanistan’ın tek başına alabileceği bir karar değil. Almanya ve Fransa gibi AB’nin önde gelen ülkelerinin onayı gerekiyor. Uzmanlar, Yunanistan’ın bu konuda tek başına bir engelleme yapmasının zor olduğunu belirtiyor. Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail’in Gazze’deki durumu gibi gelişmeler, Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak önemini artırmış durumda. Bu konjonktürde Avrupa’nın Türkiye’ye, Türkiye’nin Avrupa’ya olduğundan daha fazla ihtiyacı olduğu görüşü ağırlık kazanıyor. Bu nedenle, Yunanistan’ın söylemlerinin AB kredilerini kolayca kesintiye uğratması beklenmiyor.