Ekim 2023’ten Günümüze Gazze Savaşı: Krizin Unutulmaz Anları ve Dönüm Noktaları

Ekim 2023‘ten bu yana Gazze halkı, benzeri görülmemiş bir dehşet, kayıp ve yas dalgasıyla mücadele ediyor. İsrail’in yoğun saldırıları ve sıkı ablukası altında dar bir coğrafyaya sıkışan bölge halkı, geri döndürülemez boyutlarda bir yıkım ve açlık kriziyle karşı karşıya. Bu süreçte sığınma kampları, okullar ve hatta hastaneler dahi bombaların hedefi olmaktan kurtulamadı.

Savaşın Başlangıcı ve Kuzeyin Tahliyesi

Her şey, Hamas’ın 7 Ekim 2023 sabahı İsrail’e yönelik başlattığı sürpriz saldırıyla başladı. Aynı gün içinde İsrail güçleri, Gazze’deki hedeflere hava saldırılarıyla karşılık verdi. Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümetin bu yanıtı, zaten abluka altında olan Gazze’de yeni ve daha derin bir insani krizin fitilini ateşledi.

Saldırıların ilk hedefi Gazze’nin kuzeyi oldu. İsrail, saldırıların üzerinden bir hafta geçmeden kuzeydeki sivillere bölgeyi tahliye etmeleri çağrısında bulunarak Gazze’nin kuzeyini “savaş bölgesi” ilan etti. Yüz binlerce Filistinli, canlarını kurtarmak için evlerini terk ederek güneye doğru kaçmaya başladı, bu da büyük bir iç göç dalgası yarattı.

Beyaz Bayraklarla Zorunlu Göç

Ellerinde beyaz bayraklarla güneye doğru yürüyen sivillerin görüntüleri, savaşın en trajik simgelerinden biri haline geldi. Ancak yollara düşen bu insanlar için sığınaklar yetersizdi. Okullar ve hastaneler, bombalardan kaçan Gazzeliler için yeni evler oldu, fakat bu sivil yapılar da saldırılardan muaf değildi.

Hastaneler ve Sivil Alanlar Hedefte

Savaşın 18. gününe gelindiğinde, Gazze’nin üzerine 12 bin tondan fazla patlayıcı atılmıştı. Hamas, bu miktarın, İkinci Dünya Savaşı’nda Hiroşima’ya atılan atom bombasının gücüne yakın olduğunu iddia etti.

Ehli Arap Hastanesi Saldırısı

Çatışmaların 11. gününde, Gazze’nin merkezindeki tarihi Ehli Arap Hastanesi vuruldu. Gazze Sağlık Bakanlığı, saldırıda yaklaşık 500 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Hastanede yaralıların yanı sıra bombardımandan kaçarak buraya sığınan yüzlerce sivil de bulunuyordu. Filistin Sağlık Bakanı Yardımcısı, basın açıklamasını cenazelerin arasında yapmak zorunda kaldı.

İsrail, saldırıyı kendilerinin düzenlemediğini iddia etti. O sırada İsrail’de bulunan dönemin ABD Başkanı Joe Biden ise şu açıklamayı yaptı:

“Gördüğüm kadarıyla hastanedeki patlama ‘diğer taraf’ tarafından yapıldı.”

Beyaz Saray da mevcut verilere dayanarak olaydan İsrail’in sorumlu olmadığını savundu.

Kara Harekatı ve Ablukanın Derinleşmesi

27 Ekim 2023‘te İsrail tanklarının Gazze’ye girmesiyle kara harekatı resmen başladı. Hamas ile İsrail güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Bu süreçte mülteci kampları gibi hastaneler de sıradan hedefler haline geldi. Elektrik kesintileri nedeniyle ameliyathaneler ve yoğun bakım üniteleri işlevsiz kaldı; doktorlar cep telefonu ışığında yaralılara müdahale etmek zorunda kaldı.

Şifa Hastanesi Baskını

Saldırıların 40. gününde İsrail kuvvetleri, “toplu mezar” haline gelen Şifa Hastanesi‘ne bir baskın düzenledi. 15 Kasım 2023 sabahı tanklar, hastane yerleşkesine girdi. İsrail, hastanenin altında Hamas’a ait bir komuta merkezi bulunduğunu iddia ederek tünel görüntüleri paylaştı. Elektriklerin olmaması nedeniyle kuvözdeki bebekler çalıştırılamadı ve ölüme terk edildi. Bu bebekler daha sonra Mısır’a sevk edildi.

İlk Ateşkes ve Savaşın Güneye Yayılması

Yoğun çatışmaların ardından 24 Kasım 2023‘te taraflar arasında bir haftalık ateşkes sağlandı. Rehine takasının ardından savaş, bu kez Gazze’nin güneyine, özellikle de en büyük yerleşim yeri olan Han Yunus‘a kaydı. İsrail, bu bölgeyi de operasyon alanı ilan etti ve mülteci kampları ile hastanelere yönelik saldırılar devam etti. İsrail’in kuruluşuyla evlerini kaybedenlerin sığındığı Cebaliye Mülteci Kampı da defalarca vuruldu.

Savaşın ikinci ayında can kaybı 10 bini aşmıştı ve bunların 4 binden fazlası çocuktu.

Yardım Kuyruğundaki Sivillere Saldırı

Kıtlığın hüküm sürdüğü Gazze’de en ölümcül saldırılardan biri 29 Şubat 2024‘te yaşandı. İsrail güçleri, yardım konvoyundan gıda almak için bekleyen sivil kalabalığa ateş açtı. Olayda 115 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı. 25 Mart 2024‘te BM Güvenlik Konseyi ilk kez acil ateşkes kararı alsa da bu, saldırıları durdurmaya yetmedi.

Kilit İsimlerin Tasfiyesi ve Siyasi Gelişmeler

Mayıs ayına gelindiğinde İsrail, Gazze-Mısır sınırındaki tampon bölgenin %75’ini kontrol altına almıştı. Refah’tan da sivil ölümlerine dair haberler gelmeye devam etti.

Hamas Liderliğindeki Değişim

13 Temmuz 2024‘te İsrail ordusu, 7 Ekim saldırılarının planlayıcısı olarak bilinen Hamas’ın askeri lideri Muhammed Deif‘i Han Yunus’ta öldürdü. 31 Temmuz‘da ise Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye, yemin töreni için bulunduğu Tahran’da odasına yerleştirilen bir bombayla suikasta kurban gitti. Haniye’nin yerine, İsrail’in “öldürülecekler” listesinin başındaki Yahya Sinvar geçti. Ancak aylar sonra, 7 Ekim’in baş sorumlusu olarak aranan Sinvar da Gazze’de öldürüldü.

Trump’tan Tartışmalı Gazze Planı

2025’te ABD’de başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump, Gazze’ye yönelik ses getiren bir açıklama yaptı. Trump, ABD’nin Gazze Şeridi’ni devralacağını ve bölge halkına yönelik ekonomik kalkınma vaadinde bulunduğunu duyurdu. Bu açıklamalar uluslararası alanda tepki topladı.

Kırılgan Ateşkes Girişimleri ve Kalıcı İşgal Planı

Saldırıların 15. ayında, 19 Ocak 2025‘te yeni bir ateşkes anlaşması başladı. 42 gün süren ilk aşamada 33 İsrailli rehineye karşılık 1.700’den fazla Filistinli mahkum serbest bırakıldı. Ancak İsrail askerlerinin tamamen çekilmesini öngören ikinci aşama hiçbir zaman gerçekleşmedi. Görüşmelerin tıkanmasıyla İsrail, 18 Mart‘ta ateşkesi bozarak Gazze’ye yeniden saldırmaya başladı ve bölgeyi yardım girişlerine tamamen kapatarak açlık krizini derinleştirdi.