İklim Değişikliği Alarmı: Artan Güneşlenme Türkiye’deki Orman Yangınlarını Nasıl Tetikliyor?

Türkiye’de Orman Yangınları Mevsimi Değişiyor

Uzmanlar, Türkiye’de orman yangınlarının en yoğun yaşandığı dönemin normalde Temmuz ayında başlayıp Ağustos sonuna kadar sürdüğünü, ancak bu yıl yangınların Haziran ayında başladığını vurguluyor. Bu durum, ülkedeki yangın rejiminin önemli ölçüde değiştiğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor.

İklim Değişikliği ve Artan Güneşlenmenin Etkisi

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan uzman Güngöroğlu, yangın rejimindeki bu değişime dikkat çekiyor. Artık yangınların sadece Akdeniz iklimine sahip bölgelerle sınırlı kalmayıp karasal alanlara doğru yayıldığını belirtiyor.

“Burada aşırı sıcaklıklar çok önemli. Türkiye’deki önümüzdeki 50 yıllık iklim değişikliği projeksiyonuna baktığımızda ilk 20 yılda yağış miktarlarında değişim olmayacak ama yağış düzeninde, sıklığında değişiklik olacak. Buna karşın güneşlenme miktarı aşırı artıyor. Güneşlenmenin çok yüksek olması kuraklığı artırıyor ve yanıcı maddenin aşırı şekilde kuraklaşmasını sağlıyor. Bu da yangınların büyümesine neden oluyor. Bu durum, özellikle Ege’den İç Anadolu’ya geçiş bölgeleri ve Karadeniz’in iç kesimlerinde de yeni yangın rejimlerinin oluşmaya başlayacağını gösteriyor.”

Vaka Analizi: Karabük Safranbolu Yangını

Güngöroğlu, Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki Çavuşlar köyünde 23 Temmuz’da başlayan orman yangınını örnek göstererek durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Yangının, 1990’ların sonunda yaklaşık 800 hektarlık bir alana zarar veren bir yangının yaşandığı, henüz 30 yaşına bile gelmemiş genç bir ormanlık alanda tekrar çıktığını belirtiyor. Bu, yangınlar arasındaki sürenin kısaldığının bir kanıtı olarak görülüyor.

‘Baca Etkisi’ Yangınları Nasıl Hızlandırıyor?

Yangının çıktığı bölgenin, Araç Çayı ve Soğanlı Çayı havzası gibi vadi yapılarının oluşturduğu bir konumda olduğunu belirten Güngöroğlu, bu coğrafi yapının tehlikesini açıklıyor:

“Sıcak hava soğuk havaya doğru çekilirken yerel rüzgarlar oluşur. Yangın başladığında bu yerel rüzgarlar, yangının kendi rüzgarıyla birleşerek ‘baca etkisi’ ile vadi içlerinde hızla yayılır. Yangın bu şekilde hızla yayıldığında müdahale etmek zorlaşır çünkü yangın çok hızlı yön değiştirir. Farklı yan vadilere girip çıkarak ısınan materyali ilerideki yanmamış alanlara taşır, ön kurutmayı güçlendirir ve yeniden tutuşmayı sağlar.”

Uzmanlar, bu bölgedeki topoğrafyanın, geniş ve etkili bir mücadele cephesi kurulmasını zorlaştırdığını ekliyor. Son 10 gün içinde meydana gelen üç büyük yangında toplamda 7.500 ila 8.000 hektarlık bir alanın zarar gördüğü tahmin ediliyor. Bu rakam, söz konusu yangını Karabük tarihinin en büyük yangını yapıyor; zira daha önceki en büyük yangın 850 hektarlık bir alanı etkilemişti.