Otomotiv Sektöründe Tehlike Çanları: Maliyet, Döviz ve Finansman Krizi
Türk sanayisinin lokomotif kollarında alarm zilleri çalmaya devam ediyor. Düşen faiz oranlarına rağmen finansmana erişimde zorluk yaşayan sanayiciler, hem İstanbul Sanayi Odası (İSO) hem de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileriyle teyit edilen bir darboğazın içinde. Otomotiv sektöründe de durum farksız; tesisler uzun süredir tam kapasite çalışamıyor ve yeni markaların pazara girmesiyle kârlılık oranları ciddi şekilde düşmüş durumda.
Tedarik Sanayisinin 3 Büyük Sorunu TAYSAD Anketinde
Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), üyeleri arasında yaptığı bir anketle sektörün son iki yılda karşılaştığı devasa zorlukları gözler önüne serdi. Anket sonuçlarına göre, sektörün en büyük engelleri şunlar oldu:
- Yüksek İş Gücü Maliyetleri: Katılımcıların yüzde 92‘si tarafından en büyük zorluk olarak belirtildi.
- Baskılanan Döviz Kuru: Sektör temsilcilerinin yüzde 82,22‘si bu sorunu işaret etti.
- Faiz Yükü ve Krediye Erişim Zorluğu: Firmaların yüzde 46,67‘si finansmana erişimi en büyük engeller arasında sıraladı.
İstihdamda Daralma ve Borçluluk Endişesi
Ankette öne çıkan bir diğer endişe verici sonuç ise istihdamdaki daralma oldu. Firmaların yüzde 64‘ü son dönemde istihdamda yüzde 10’dan fazla küçülme yaşadığını bildirdi. İstihdamını koruyabildiğini belirtenlerin oranı ise sadece yüzde 31,56’da kaldı. Geleceğe yönelik beklentiler de karamsar. 2025’in ilk çeyreği sonunda şirket borçluluğunda artış bekleyenlerin oranı yüzde 49,33‘e ulaştı. Ayrıca, alt tedarikçilerin yüzde 34’ünün konkordato ilan etmesi, ana sanayiciler için büyük bir risk oluşturuyor.
Kapasite Düştü, Projeler Çin ve Hindistan’a Gidiyor
Ankete göre, sanayicilerin yüzde 35’inin kapasite kullanım oranı yüzde 70’in altında seyrediyor. 2025 yılında kapasite artışı yatırımı planlamayanların oranı yüzde 64 iken, kararsızlarla birlikte bu oran yüzde 74’e tırmanıyor. Firmaların yüzde 44’ü son bir yılda yeni proje kazanımında düşüş yaşadığını belirtirken, kaybedilen projelerin büyük bir kısmının Çin ve Hindistan gibi ülkelere yöneldiği tespit edildi. Yatırım rotasının da yurt dışına kayması dikkat çekiyor. Katılımcıların yüzde 27,23’ü ABD, Çin, Fas, Romanya, Almanya, Doğu Avrupa ve Mısır gibi ülkelerde tesis yatırımı yapmayı planladığını ifade etti.
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Birinci, sorunların çok net olduğunu belirterek, “Hızla yükselen maliyetler, döviz kuru politikaları ve finansmana erişimde yaşanan darboğaz… Bu sorunların çözümü için sektörel ve yapısal önlemlerin vakit kaybetmeden hayata geçirilmesi gerekiyor. Her 4 firmadan 3’ü yatırım yapmıyor. Bu tablo, sadece mevcut durumu değil, geleceğe dönük beklentilerin de zayıfladığını ortaya koyuyor” dedi.
Çözüm Önerisi: İhracata Dayalı Döviz Dönüşüm Desteği
Yerli tedarik sanayisinin gücünü koruması gerektiğini vurgulayan Yakup Birinci, “İşgücü maliyetlerindeki artış, sadece rekabet gücümüzü değil, üretimin sürdürülebilirliğini de tehdit ediyor. Finansman destekleri sadeleştirilmeli, nitelikli istihdam için SGK ve vergi teşvikleri artırılmalı. Bu kapsamda, otomotiv tedarik sanayi firmalarına, her 100 kişilik istihdam için, belirlenecek ihracat tutarı karşılığında +1 puan döviz dönüşüm desteği sağlanabilir. Bu, hem kayıtlı istihdamı koruyacak hem de ihracat iştahını artıracaktır” şeklinde konuştu.
Çin Tehdidi Büyüyor: İthalat 5 Yılda Yüzde 156 Arttı
Başkan Birinci, orta ve uzun vadeli en büyük tehditlerden birinin Çin’den yapılan ithalattaki artış olduğuna dikkat çekti: “Çin gibi ülkelerle rekabette korunmak adına yerli tedarikçi kullanımı artırılmalı. Motorlu taşıtlar için parça ve aksesuarlar kategorisinde (GTIP 8708) Çin’den ithalatın son 5 yılda yüzde 156 arttığını görüyoruz. Metal dökümden parçalarda ise Çin’in payı son 3 yılda yüzde 175 arttı. Bu durum, üretimin ithalata bağımlı hale gelmesine ve sanayimizin dışa açıklığının kritik seviyelere ulaşmasına yol açabilir. İthalata bağımlılığı azaltacak yerli üretim stratejileri hayati önemdedir.”