Türkiye İçin Kritik Uyarı: Kuraklık Göçleri Kapıda
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Türkiye’yi bekleyen kuraklık tehlikesine dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Tecer, etkin bir su yönetimi yapılmadığı ve su kaynaklarının bilinçsizce kullanılmaya devam edildiği takdirde, ülkenin ciddi sosyal ve ekonomik sorunlarla yüzleşeceğini belirtti.
“Etkin bir su yönetimi yapılmadığı sürece, su kaynakları üzerinde bu kadar baskı varken, bunu hoyratça kullanmaya devam ettiğimiz sürece, toprağın tarımsal kuraklıktan hidrolik kuraklığa doğru bir geçişi olacak. Hidrolik kuraklıktan da sosyal ve ekonomik olarak toplumsal yapımızı etkileyen kuraklık sonuçları ile karşı karşıya kalacağız. Kuraklık göçleri diye bir kavram var, bunu bu ülkede yaşayacağız belki bundan sonra” ifadelerini kullandı.
BM Raporu Tehlikeyi Doğruluyor
Prof. Dr. Tecer, Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan ‘2023 ve 2025 Yılları Arasında Dünya Çapında Kuraklık Sıcak Noktaları’ başlıklı rapora dikkat çekti. Raporda, Türkiye genelinde uzun dönemde yağışların yüzde 6 azaldığına vurgu yapıldığını ifade etti.
Tarımsal Üretimde Dramatik Düşüş
2023 ve 2024 yıllarındaki yetersiz yağışlarla başlayan kuraklık sürecinin tarımsal üretime ciddi zararlar verdiğini belirten Tecer, “Bunun sonuçlarını görüyoruz; tarımsal ürünlerde azalma, özellikle bazı bölgelerde pirinç ekimi yapılamadı. Çeltik ekiminde alternatif ekim girişimlerinde başarısız sonuçlar alındı. Ayçiçeği tarlalarından ürün alınamadı. Aslında baktığımız zaman kuraklık dünyada bütün insanlığın karşılaştığı en dramatik ve en yıkıcı sonuçları olan bir olaydır” dedi.
Marmara Bölgesi’nde Yağışlar Yüzde 25 Azaldı
Prof. Dr. Tecer, kuraklığın bölgesel etkilerinin farklılık gösterdiğini söyledi. “Marmara Bölgesi’ne geldiğiniz zaman geçen sene yağışların yüzde 25 oranında azaldığı ifade ediliyor. Raporda; ‘Trakya ve Edirne ili yüzde 40’larda yağış azalması yaşadı’ diye geçiyor. Bu bölgelerde yağışın azalması ve sıcaklıkların artması, gelecek yıllarda kuraklığın çok daha dramatik sonuçlar doğuracağı anlamına geliyor” diye konuştu.
Çözüm İçin Acil Eylem Planı Gerekiyor
Ülke genelindeki suların yaklaşık yüzde 75’inin tarımsal sulamada kullanıldığını hatırlatan Prof. Dr. Tecer, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
- Modern Sulama Teknikleri: Vahşi sulamadan vazgeçilerek yağmurlama ve damlama sulama gibi verimli yöntemler yaygınlaştırılmalıdır.
- Etkin Su Yönetimi: Kamu kurumları ve suyla ilgili tüm sektörlerin katılımıyla kapsamlı bir su yönetim planı oluşturulmalıdır.
- Bireysel Tasarruf: Her bireyin suyu hayatının her alanında tasarruflu kullanması ve bu bilincin yaygınlaşması gerekmektedir.
- Eğitim: Su kıtlığı ve kuraklığın etkileri, ilkokuldan başlayarak tüm eğitim kademelerinde çocuklara öğretilmelidir.
Kuraklığın Etkileri Tarımı Aşacak
Prof. Dr. Tecer, kuraklığın sadece tarımsal üretimi değil, tüm toplumsal yapıyı tehdit ettiğini vurguladı. “Hidrolik kuraklık yaşanmaya başladığında, yani yer altı ve yüzeysel sulardaki azalmalar baş gösterdiğinde, bu sefer endüstriyel üretim de etkilenecek. İstihdam ve ekonomik kayıplar bunu takip edecektir. Bu durum, toplumsal barışı dahi zedeleyebilir” dedi.
Sanayicinin Sorumluluğu Büyük
Tekirdağ ve çevresindeki sanayi bölgelerinde su yönetiminin kritik olduğuna işaret eden Tecer, “Sanayicinin de kullandığı suyu arıtarak ya da arıtmadan deşarj etme lüksü yok. Bu suların geri kazanılarak tekrar sistemde ve süreçte kullanılması lazım. Özellikle bu bölgede yağmur hasadı konusunda özel çalışmalara ihtiyaç var. Yağan yağmurların toplanıp arıtılarak sulama veya proses suyu olarak kullanılması büyük önem arz ediyor” ifadelerini kullandı.