Türkiye’nin Orman Yangınlarıyla İmtihanı: Uzmanından Stratejik Hatalar ve Çözüm Önerileri

Orman Yangınlarıyla Mücadelede Stratejik Hatalar ve Çözüm Önerileri

Tarım Orman-İş Genel Başkanı Yusuf Kurt, Türkiye’deki orman yangınlarıyla mücadelede yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini Cumhuriyet’e anlattı. Kurt, mevcut stratejilerin iklim değişikliğinin getirdiği yeni koşullar karşısında yetersiz kaldığını ve canla başla mücadeleye rağmen yangınların neden söndürülemediğini açıkladı.

Yangınlar Neden Günlerce Sürüyor? Strateji Değişikliği Şart

Yusuf Kurt, geçmiş yıllara kıyasla yangınla mücadele tekniklerinin yetersiz kaldığını vurguladı. “İklim değişikliği nedeniyle yanıcı maddedeki nem oranı ve bağıl nem çok düşük seviyelerde. Bu durum yangın riskini artırıyor ve yangınlar artık koşar adım büyüyor,” diyen Kurt, modern dünyada yapay zeka destekli simülasyonlarla yeni müdahale stratejileri geliştirildiğini belirtti. Eskiden uygulanan doğrudan su sıkma yönteminin yerini, “uzak noktalarda yangını tutma” stratejisinin alması gerektiğini ifade etti.

‘Yangını Tutma Operasyonları’ Nedir?

Bu stratejinin, taktiksel fedakarlıklarla daha büyük bir yıkımın önüne geçmeyi hedeflediğini belirten Kurt, “Belirli bir alanı feda edip ondan sonraki alanı kurtaracağız. En son Sakarya’daki Geyve yangınında 6 gün uğraştık ve yangın ziraat alanlarına ulaşarak doğal sınırlarında söndü. Oysaki yangını tutma stratejisiyle ormanı yarı yarıya kurtarabilirdik,” dedi. Bu yaklaşımda, orman içi yollar ve yangın şeritleri gibi alanlarda cepheler oluşturularak yangının ilerlemesinin beklendiği ve geldiği noktada durdurulduğu belirtildi.

Hava Araçlarının Rolü ve Kamuoyu Baskısı

Kurt, hava araçlarının eskisi kadar etkili olamamasının nedenini yangınların ilerleme hızına bağladı. “Bir helikopter su atıp geri geldiğinde yangın 50-100 metre daha ileri gitmiş oluyor. Bu nedenle helikopter ve uçak günümüzde yangının başlamasından sonra ilk 10-20 dakikada işe yarıyor,” şeklinde konuştu. Kurt, Orman Genel Müdürlüğü’nün ’11 dakikada müdahale’ söylemine rağmen, kalkış hazırlığının 22 dakikayı bulabildiğini ve bu sürede yangının büyüdüğünü ekledi.

Yangının ilk saatlerinde hava araçları kritik rol oynar; ancak sonrasında asıl etkileri yangının hızını bir nebze yavaşlatarak yerdeki ekiplere fırsat vermektir. Kamuoyu beklentisi nedeniyle hava araçlarının varlığı, teknik zorunluluktan çok, halkın tepkisini yatıştırmaya yönelik psikolojik bir manevraya dönüşmektedir.

Personel Yönetiminde Liyakat ve Rotasyon Sorunları

Mücadeledeki en büyük sorunların başında rotasyon, liyakat ve eğitim eksikliği geldiğini belirten Kurt, “Ne kadar çok envantere sahip olursanız olun başarınız kullanma beceriniz kadar olacaktır. Bu nedenle sadakate değil liyakate dayalı atamalar en kıymetli sermayedir,” dedi.

‘Rotasyon Kurum Hafızasını Sıfırlıyor’

Orman Genel Müdürlüğü’ndeki rotasyon politikalarının saha tecrübesini yok ettiğini vurgulayan Kurt, “Yıllarını Antalya’da geçirmiş, araziyi bilen müdürü alıp Karadeniz’e, Siirt’teki müdürü Antalya’ya gönderiyorlar. Adamın araziyi tanıması yıllarını alıyor. Rotasyonla sosyal sermaye boşa harcanıyor, kurum hafızası sıfırlanıyor,” ifadelerini kullandı. Eskişehir yangınında tecrübeli personelin Ankara’dan gelmesiyle yangının söndürülebildiğini, tecrübesiz idarecilerin ise panikleyerek ekipleri yanlış yönlendirdiğini belirtti.

Sahadaki İhmaller ve Acı Kayıplar

Eskişehir ve Bursa’da yaşanan can kayıplarına değinen Kurt, bu olayların temelinde eğitim, saha tecrübesi ve yangın yönetimi eksikliklerinin yattığını söyledi. “Eskişehir’deki şehitlerimizden üçü sahayı tanımıyordu. Bu insanlarımız neden o riskli noktaya kim sevk etti? Bütün bunlar sorgulanmalı,” dedi. Ayrıca, yangın sahasındaki protokol kalabalığının operasyonel aksamalara yol açtığını belirtti.

Yangınla mücadele sahaları, tıpkı bir ameliyathaneye benzer. Operasyona girmiş bir cerrahın başına izleyici toplamak ne kadar yanlışsa, yangına müdahale eden uzman ekiplere fiziki baskı oluşturmak da aynı derecede sakıncalıdır. Bu yaklaşım, kriz yönetiminde profesyonellik yerine popülizmin ön plana çıktığını gösterir.

Ekipman, Teknoloji ve Motivasyon Eksikliği

Yangın işçileri için alınan 22 bin takım tutuşmayı geciktiren giysinin çoğunlukla giyilmediğini, bunun kaynak israfı olduğunu söyleyen Kurt, sorunun eğitim eksikliği ve motivasyonsuzluktan kaynaklandığını belirtti. Ayrıca, modern teknolojiden yeterince faydalanılmadığını vurguladı: “Bir kol bandı; kişinin hem konumsal bilgilerini hem de sağlık bilgilerini iletebilir. Hayatları bir kol bandıyla kurtarabiliriz.” Kurt, ayrıca ateşin karşısında savaşan personel için mutlaka “yangın tazminatı” verilmesi gerektiğini ekledi.

Yangınların Sebepleri ve Önleyici Tedbirler

Bu yılki yangınların yüzde 88’inin insan kaynaklı olduğunu ve büyük çoğunluğunun hasat faaliyetlerinden çıktığını belirten Kurt, “Geçmişte saman pahalı değildi. Biçerdöver 15 santimetreden biçiyordu. Şimdi neredeyse toprağın üzerinden yalıyor. Topraktaki taş kıvılcım atıyor,” dedi. Enerji nakil hatlarının bakımsızlığının da büyük yangınlara neden olduğunu ve özel şirketlerin denetlenmediğini, hatların yer altına alınması gerektiğini savundu.

Yanan Alanlar, Madencilik ve Çökertilen Türk Hava Kurumu

Yanan alanlarda madencilik faaliyetlerine izin verilmesinin ormanları korumayı imkansız hale getirdiğini ifade eden Kurt, asıl büyük skandalın Türk Hava Kurumu’nun (THK) durumunda yaşandığını iddia etti.

‘THK Kasıtlı Olarak Çökertildi’

Kurt, Atatürk’ün mirası THK’nin son 15-20 yılda bilinçli ve sistematik bir operasyonla çökertildiğini söyledi. “Liyakatsiz yönetimler ve kayyumlar kurumu içten içe çürüttü. Ellerinde 8 yangın söndürme uçağı vardı. Ne bakımını yaptılar, ne faaliyete geçirdiler. Amaç belliydi: Bu uçakların hangarlarda çürümesi isteniyordu. THK’nın bugünkü hâli bir ihmalin değil, bir planın sonucudur. Bu dosya, sadece ihmalle açıklanamayacak kadar karanlık.”