Ukrayna’nın Kültürel Direnişi: Ayasofya Katedrali’ndeki Tarihi Yazıtlar Dijitalleşiyor

Ukrayna’nın Tarihi Mirası Dijitalleşiyor: Ayasofya Katedrali’nin Bin Yıllık Sırları

Ukrayna’nın başkenti Kiev’de yer alan ve sekiz UNESCO Dünya Mirası alanından biri olan Ayasofya Katedrali, sadece Kiev Rus döneminden kalan eşsiz bir yapı değil, aynı zamanda Avrupa’nın en önemli Hıristiyan mabetlerinden biri olarak kabul ediliyor. 11. yüzyılda inşa edilen bu görkemli katedral, duvarlarında paha biçilmez sanat eserlerinin yanı sıra, binlerce yıllık günlük yaşamın izlerini taşıyan 7.500’den fazla yazıt, isim, dua ve çizimi barındırıyor.

Duvarlardaki Fısıltılar: Graffiti Chronicles Projesi

Bu paha biçilmez tarihi kayıtları korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla ‘Graffiti Chronicles’ adında bir proje hayata geçirildi. Proje, sıradan insanların tarihini koruyarak Ukrayna’nın direncini vurgulamayı hedefliyor.

Sofya Kiev Ulusal Rezervi Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Vyacheslav Korniyenko, “Ayasofya Katedrali’nin duvarları, ortaçağ sanatının başyapıtları olarak kabul edilen binlerce yıllık mozaik ve fresklerin yanı sıra, ziyaretçilerin yüzyıllar boyunca kazıdığı binlerce yazıt ve çizimi de koruyor. Bu duvar yazıları, o dönemdeki yaşamın çeşitli yönlerine bakmamızı sağlayan paha biçilmez tarihi kayıtlardan oluşan devasa bir arşiv oluşturuyor,” dedi.

Gölgeler Projesi’nin kurucularından Agatha Gorski ise bu yazıtların sıradan insanların hayallerini ve korkularını yansıttığını belirterek, bu gizli hazineleri gün yüzüne çıkarmak istediklerini ifade etti.

Savaşın Gölgesinde Kültürel Kimliği Savunmak

Proje, Rus işgalinin başlangıcından bu yana UNESCO tarafından teyit edilen 343 kültürel alanın zarar gördüğü bir dönemde özel bir anlam taşıyor. Ukraynalılar için tarihlerini ve kültürlerini dijital ortama taşımak, ulusal kimliklerini koruma mücadelesinin önemli bir parçası haline geldi.

Euronews’a konuşan Dr. Vyacheslav Korniyenko, “Dijitalleştirilmiş belgeler, maddi miras nesneleri ve kültürel anıtlar, orijinalleri artık mevcut olmasa bile hafızalarının dijital kopyaları olarak korunmasına yardımcı oluyor. Bu, özellikle Rus saldırganların kültürel anıtları kasıtlı olarak tahrip ettiği, müzeleri yağmaladığı ve yani tarihsel hafızamızı yok etmeye çalıştığı savaş zamanlarında daha da kritik bir öneme sahip,” diye ekledi.

Dezenformasyona Karşı Dijital Bir Kalkan

Kültürel mirasın korunması, aynı zamanda Rusya’nın işgali meşrulaştırmak için kullandığı dezenformasyonla mücadelede de kritik bir rol oynuyor. Özellikle Kiev Rus döneminde Rusya ve Ukrayna’nın tek bir devlet olduğu yönündeki söylemlere karşı, bu tarihi kanıtlar büyük önem taşıyor.

Agatha Gorski, “Putin’in işgalden önce söylediği ilk şeylerden, en önemli argümanlardan biriydi – Rusya ve Ukrayna’nın tek bir ulus olduğu. Bu nedenle bu dönemi ele almak benim için çok önemliydi, çünkü kimliğimizdeki boşlukları doldurmak için çok önemli” dedi.

Teknolojiyle Geleceğe Taşınan Miras

Proje kapsamında dijitalleştirilen yazıtlar, sadece taranmış görsellerden ibaret değil. Bunlar, video şeklinde kaydedilmiş üç boyutlu görselleştirmeler olarak sunuluyor ve sembollerin anlamları hakkında daha önce İngilizce olarak mevcut olmayan detaylı bilgiler içeriyor. Projenin bir sonraki aşamasında, Sobor Müzesi’ndeki yazıtların yanına yerleştirilecek QR kodları ile ziyaretçiler, telefonlarıyla dijital arşive anında erişim sağlayabilecek.