Avrupa’nın Dijital Bağımlılığı: Şirketlerin ABD Teknoloji Devlerine Güveni Raporla Ortaya Kondu

Avrupa Şirketlerinin ABD Teknolojisine Bağımlılığı Raporla Ortaya Kondu

Yapılan yeni bir analiz, Avrupa’da halka açık şirketlerin büyük bir çoğunluğunun, yaklaşık olarak dörtte üçünün, günlük operasyonlarını sürdürmek için Amerikalı teknoloji devlerine dayandığını gözler önüne serdi. İsviçre merkezli bulut sağlayıcısı Proton tarafından yürütülen araştırma, kıta genelinde 9.600’den fazla halka açık şirketin alan adı sistemi (DNS) kayıtlarını inceleyerek bu sonuca ulaştı. Bu yöntem, şirketlerin e-posta ve takvim gibi temel hizmetler için hangi teknoloji sağlayıcılarını tercih ettiğine dair önemli ipuçları verdi.

Teknoloji Bağımlılığında Zirvedeki ve En Az Bağımlı Ülkeler

Analiz sonuçlarına göre, bazı Avrupa ülkeleri ABD teknolojisine neredeyse tamamen bağımlı durumda. Bu ülkeler arasında:

  • İzlanda
  • Norveç
  • İrlanda
  • Finlandiya
  • İsveç

Bu ülkelerdeki şirketlerin %90’ından fazlası bulut tabanlı hizmetler için Amerikan teknoloji firmalarını kullanıyor. Diğer yanda ise ABD teknolojisine daha az bağımlı olan ülkeler bulunuyor. Bu ülkeler sırasıyla %16 ile Bulgaristan, %39 ile Romanya ve %43 ile Slovakya olarak sıralanıyor.

Raporda, “Avrupa’nın altyapısı yurt dışından kontrol edildiğinde dijital egemenlik bir yanılsamadan ibarettir. Avrupa, geleceğini güvence altına almak için Avrupa çözümlerine yatırım yapmalıdır,” ifadelerine yer verildi.

Proton’un raporu, bu yüksek bağımlılığın ülkeleri yapay zeka eğitimi, dış baskılar ve “garantisiz gözetim” gibi risklere maruz bırakabileceği uyarısında bulunuyor.

Sektörel ve Ülkesel Bağımlılık Haritası

Araştırma, İngiltere, İrlanda, Fransa, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerde daha büyük ölçekli şirketlerin ABD teknolojisine daha fazla güvendiğini ortaya koydu. Örneğin, İngiltere, Fransa ve İspanya’da piyasa değeri 200 milyar Euro’yu aşan en büyük şirketlerin tamamı Amerikan teknoloji hizmetlerine bağımlı durumda.

Özellikle teknoloji sektöründeki bağımlılık dikkat çekici seviyede. İngiltere’deki yazılım şirketlerinin %94’ü, Fransa’dakilerin ise %80’i Amerikan teknolojisi kullanıyor. Raporda, İngiltere’nin 1,1 trilyon dolar değerindeki teknoloji sektörü için bu bağımlılığın “şok edici” olduğu belirtiliyor. İngiltere’nin bankacılık ve telekomünikasyon gibi kritik sektörlerinde de bu oran %95’e ulaşıyor.

İspanya’da ise enerji ve bankacılık dahil olmak üzere altı kritik sektörün ABD teknolojisine “%100 bağımlı” olduğu vurgulanıyor. Benzer şekilde, İrlanda’nın biyoteknoloji ve eczacılık sektörleri de tamamen Amerikan hizmetlerine dayanıyor.

CLOUD Yasası ve Güvenlik Kaygıları

Avrupa’nın ABD teknolojisine olan bu derin bağlılığı, özellikle ABD hükümetinin teknoloji şirketleri üzerindeki yasal gücü nedeniyle ciddi güvenlik endişelerini beraberinde getiriyor. Eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde imzalanan Denizaşırı Yasal Veri Kullanımını Netleştirme Yasası (CLOUD Act), ABD makamlarına, dünyanın herhangi bir yerindeki sunucularda depolanan verilere erişim için mahkeme celbi gönderme yetkisi veriyor.

Gizlilik uzmanları, bu yasanın potansiyel kötüye kullanımı konusunda endişelerini dile getiriyor. Yetkililerin, ABD’li teknoloji şirketlerini Avrupa’daki hizmetlerini durdurmaya zorlayabileceği ve bunun da “kamu hizmetlerinde büyük aksamalara” yol açabileceği belirtiliyor. Geçtiğimiz ay bir Fransız Senato komitesine konuşan Microsoft Fransa temsilcisi de şirketlerinin kullanıcı verilerini CLOUD Yasası kapsamındaki bir talepten koruyamayacağını ifade etmişti.

Bu gelişmeler, Danimarka ve Hollanda gibi bazı Avrupa hükümetlerini teknoloji sağlayıcılarını değiştirme arayışına iterken, kıtanın “stratejik özerklik” hedefleriyle mevcut teknoloji bağımlılığı arasındaki çelişkiyi de derinleştiriyor.