Yeni Uzay Yarışı Başladı: Ay’da Nükleer Üstünlük Mücadelesi
Soğuk Savaş dönemindeki ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki Ay’a ilk insanı gönderme rekabeti, 1969’da Amerika’nın zaferiyle sonuçlanmıştı. Ancak günümüzde, çok daha stratejik ve çetin bir uzay yarışı yeniden alevleniyor: Ay yüzeyine ilk nükleer reaktörü kimin kuracağı.
ABD’nin Stratejik Hamlesi: Ay’da ‘Girilmez Bölge’ Hedefi
Politico’nun haberine göre, NASA’nın yeni başkanı Sean Duffy, 2030 yılına kadar Ay’a Amerikan üretimi bir nükleer reaktör yerleştirme hedefini açıkladı. Duffy, bu cesur adımın ABD’ye Ay yüzeyinde stratejik bir “girilmez bölge” ilan etme fırsatı sunacağını vurguluyor. Bu girişim, NASA’nın Artemis Programı çerçevesinde kurmayı planladığı Amerikan Ay üssünün güvenliğini sağlamak için hayati bir adım olarak değerlendiriliyor.
Çin ve Rusya’dan Karşı Hamle: Ortak Nükleer Reaktör Projesi
Ancak bu yarışta ABD yalnız değil. Mayıs ayında Çin ve Rusya, Ay’a kendi nükleer reaktörlerini kurmak amacıyla stratejik bir iş birliği anlaşması imzaladı. İki ülkenin ortak projesini 2036 yılında tamamlamayı hedeflemesi, üç süper gücü Ay’da ilk olma konusunda kıyasıya bir rekabete sokmuş durumda. Bu gelişmeler, ABD’nin uzaydaki insanlı keşif programlarında ani bir öncelik değişikliğine gittiğini gösteriyor.
Bütçe Kesintilerine Rağmen Ay’a Dev Yatırım
NASA’nın bilimsel görevlerinde kesintiye gidilmesi ve 1961’den bu yana en düşük bütçelerden birini almasına rağmen, ajans Ay araştırmalarına 7 milyar dolardan fazla bir kaynak ayırdı. Bir dönem Donald Trump’ın bütçe kesintisi tehditleriyle gündeme gelen Artemis programı, şimdi 2027‘ye kadar Ay’a yeniden insan gönderme hedefiyle kararlılıkla ilerliyor.
Ay Reaktörünün Kapasitesi Ne Olacak?
Aynı zamanda ABD Ulaştırma Bakanı olan Duffy, yayımladığı direktifle NASA’dan, “gelecekteki Ay ekonomisini desteklemek” amacıyla nükleer reaktör çalışmalarını hızlandırmasını talep etti. Hedef, 2030 yılı sonuna kadar en az 100 kilovat güç üretebilen bir reaktörü Ay’a yerleştirmek. Bu enerji miktarı, ortalama 80 Amerikan evini aynı anda aydınlatabilecek güce sahip olup, kalıcı bir Ay üssünün tüm enerji ihtiyacını karşılayabilir.
Ay’da Nükleer Güç Neden Kritik Önem Taşıyor?
Ay’da kalıcı bir insan varlığı kurabilmek için nükleer enerji vazgeçilmez olarak görülüyor. Çünkü Ay, her ayın yaklaşık iki haftasını zifiri karanlıkta ve dondurucu soğuklarda geçiriyor. Özellikle NASA’nın operasyonlarını yoğunlaştırmayı planladığı Güney Kutbu‘nda, Güneş ışınları hiçbir zaman dik gelmiyor ve bazı kraterler sürekli gölgede kalıyor. Bu durum, güneş enerjisine dayalı bir sistemi neredeyse imkansız kılıyor.
Stratejik Üstünlük: ‘İlk Olmanın’ Önemi
Bu ani strateji değişikliğinin arkasındaki en büyük neden, diğer süper güçlerin artan rekabeti. Sean Duffy, bu durumu şu sözlerle özetliyor:
“Bunu ilk yapan ülke, gelecekte Artemis programının yerleşmesini ciddi biçimde engelleyebilecek bir girilmez bölge ilan edebilir.”
Bu açıklamanın, Rusya ve Çin’in Mayıs ayında duyurduğu ortak nükleer reaktör planlarına doğrudan bir yanıt olduğu düşünülüyor. Tüm bu gelişmeler, Ay’ın ve özellikle Güney Kutbu’nun, yeni bir uluslararası uzay yarışının merkez üssü haline geldiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.