İsrail’in Savaş Suçu Soruşturmaları Mercek Altında: Rapor ‘Cezasızlık Düzeni’ni Gözler Önüne Serdi

İsrail’in Savaş Suçu Soruşturmaları ‘Cezasızlık’ İddialarını Güçlendiriyor

İsrail’in işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria’da yürüttüğü askeri operasyonlar devam ederken, İsrail ordusunun savaş suçu iddialarına yönelik kendi iç soruşturmaları mercek altına alındı. İngiltere merkezli bir sivil toplum kuruluşu, bu soruşturmaların büyük ölçüde sonuçsuz kaldığını ve bir ‘cezasızlık düzeni’ yarattığını ortaya koydu.

Rapor: Soruşturmaların %88’i Sonuçsuz Kaldı

İngiltere merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem Örgütü‘nün yayımladığı rapora göre, İsrail ordusunun Gazze ve Batı Şeria’daki savaş suçu ve kötü muamele iddialarına dair açtığı soruşturmaların yüzde 88’i sonuçsuz kaldı. Uzmanlar bu durumu, İsrail’in kendi kendini akladığı ve sistematik bir “cezasızlık düzeni” oluşturduğu şeklinde yorumluyor.

İncelenen Vakalar ve Çarpıcı Sonuçlar

Londra merkezli örgüt, Ekim 2023’ten bu yana gündeme gelen yüzlerce savaş suçu iddiasını inceledi. Raporda, dosyaların çoğunun ya üstünün kapatıldığı ya da ucu açık bırakıldığı belirtildi. Örgütün incelediği 52 ayrı vakada en az 1303 Filistinlinin hayatını kaybettiği ve bu olaylarla ilgili olarak sadece bir askerin, gözaltındakilere kötü muameleden 7 ay hapis cezası aldığı vurgulandı. Raporda dikkat çeken bazı trajik olaylar şunlardır:

• Şubat 2024: Un kuyruğunda beklerken öldürülen 112 sivil.
• Mayıs 2024: Refah’taki çadır kampına yönelik düzenlenen hava saldırısı.
• Haziran 2024: Gıda yardımı almaya giderken yaşamını yitiren 31 Filistinli.

Bu davaların birçoğunun hâlâ açık olduğu ve somut bir ilerleme kaydedilmediği ifade ediliyor.

Uzmanlar: ‘Soruşturmalar Ne Şeffaf Ne de Bağımsız’

İsrail ordusu, soruşturma süreçlerinin uluslararası hukuka uygun yürütüldüğünü iddia etse de uzmanlar bu görüşe katılmıyor. Soruşturmaların şeffaflık ve bağımsızlıktan uzak olduğu eleştirisi yapılıyor. Binlerce sivilin hayatını kaybettiği onlarca olay ya kapatılmış ya da rafta bekletiliyor.

Uzmanlar, Gazze ve Batı Şeria’da işlenen cinayetlerde etkin bir hesap verebilirlik mekanizması oluşturulmadığını, bunun da bölgedeki cezasızlık kültürünü körükleyerek hukuku ve insan haklarını derinden yaraladığını vurguluyor.