Tarihi Plastik Anlaşması İçin Cenevre’de Kritik Müzakereler Başladı
Dünyayı saran plastik kirliliği sorununa karşı küresel bir çözüm bulmak amacıyla, İsviçre’nin Cenevre kentinde kritik öneme sahip müzakereler başladı. Bu toplantı, tarihi bir plastik anlaşması oluşturma yolundaki altıncı tur görüşme olma özelliği taşıyor ve müzakereciler bu turun son olmasını umut ediyor. Geçtiğimiz yıl Güney Kore’nin Busan kentinde düzenlenen bir önceki toplantı, özellikle üretim kısıtlamaları konusundaki derin anlaşmazlıklar nedeniyle bir sonuca varamamıştı.
Üretim Sınırlaması mı, Geri Dönüşüm mü? Ülkeler İkiye Bölündü
Müzakerelerin merkezinde temel bir ayrım yatıyor. 100’den fazla ülke, plastik üretiminin azaltılmasını, tek kullanımlık plastiklerin ve belirli tehlikeli kimyasalların yasaklanmasını içeren hukuken bağlayıcı bir anlaşmayı destekliyor. Ancak Çin, Rusya, Suudi Arabistan ve İran gibi büyük fosil yakıt üreticisi ülkeler bu yaklaşıma şiddetle karşı çıkıyor. Bu ülkeler, çözümün üretimi sınırlamaktan ziyade, geri dönüşüm ve yeniden kullanım sistemlerini geliştirmekte yattığını savunuyor.
Müzakere komitesi başkanı Luis Vayas Valdivieso, durumu “Hiç kimse plastik kirliliği istemiyor ama onu sistematik ve etkili şekilde durdurmanın bir yolunu hâlâ bulamadık,” sözleriyle özetledi.
Cenevre’deki zirveye hükümet temsilcileri, plastik endüstrisi, çevreciler, bilim insanları ve kirlilikten doğrudan etkilenen topluluklardan oluşan 3700’den fazla katılımcı iştirak ediyor. 10 gün sürmesi planlanan ve 14 Ağustos’ta sona erecek olan bu oturum, şimdiye kadarki en uzun görüşme olacak.
Plastik Üretimindeki Korkutan Artış ve Sağlık Tehditleri
Her yıl dünya genelinde 450 milyon tondan fazla yeni plastik üretiliyor. Mevcut gidişat devam ederse, bu rakamın 2060 yılına kadar üç katına çıkabileceği öngörülüyor. Özellikle içecek şişeleri ve hızlı tüketim ürünlerinin ambalajları gibi tek kullanımlık plastikler, bu artışın arkasındaki en büyük itici güç olarak görülüyor.
Gezegen ve İnsan Sağlığı Tehlikede
The Lancet dergisinde yayımlanan bir rapora göre plastik, üretiminden atık haline gelmesine kadar olan tüm yaşam döngüsü boyunca hem insan sağlığına hem de gezegenimize ciddi zararlar veriyor. Bu zararlar arasında hava kirliliği, toprağa ve suya karışan zehirli kimyasallar ve besin zinciri yoluyla vücudumuza giren mikroplastikler bulunuyor.
Müzakerelerin Odak Noktası: İki Temel Soru
Cenevre’deki görüşmeler iki temel konu etrafında yoğunlaşıyor:
- Plastik üretiminin küresel ölçekte sınırlandırılması gerekli mi?
- Plastiklere eklenen ve sağlığa zararlı olduğu bilinen kimyasallar yasaklanmalı mı?
Avrupa Birliği, Panama ve “Yüksek Hedef Koalisyonu” adı altında birleşen ülkeler, plastiğin tüm yaşam döngüsünü kapsayan düzenlemeler talep ediyor. AB Çevre Komiseri Jessika Roswall, “Mevcut eğilim devam ederse plastik üretimi 2060’a kadar üç katına çıkacak. Küresel, etkili ve bağlayıcı bir çözüme ulaşmalıyız,” diyerek durumun aciliyetini vurguladı.
Anlaşma Koşulları ve Oylama Krizi
Greenpeace gibi çevre örgütleri, 2040 yılına kadar plastik üretiminin yüzde 75 oranında azaltılması gibi iddialı hedefler konulması çağrısında bulunuyor. Ancak anlaşmanın nasıl şekilleneceği, karar alma mekanizmasına bağlı. Hindistan, Suudi Arabistan ve İran gibi ülkeler, kararların oybirliğiyle alınmasında ısrar ediyor. Bu durum, herhangi bir ülkenin tek başına bir maddeyi veto edebileceği anlamına geliyor. Bazı çevreler ise bu çıkmazı aşmak için anlaşmanın “isteğe bağlı” maddeler içermesini öneriyor, fakat bu da anlaşmanın etkisini zayıflatma riski taşıyor.
Greenpeace’ten Graham Forbes, “Bu sorunu geri dönüşümle çözemeyiz,” diyerek sorunun kaynağına odaklanılması gerektiğini belirtiyor.