Narin Güran Davasında Karar Çıktı Ama Asıl Katil Sırrını Koruyor

Diyarbakır’ı Sarsan Narin Güran Davası

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Köyü‘nde yaşanan trajik olay, Türkiye’nin gündemine oturdu. 21 Ağustos 2023 tarihinde kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran, kaybolduktan günler sonra 8 Eylül‘de evine yaklaşık 1.5 kilometre mesafedeki Eğertutmaz Deresi’nde cansız halde bulundu.

Soruşturma Süreci ve Tutuklamalar

Olayın aydınlatılması için başlatılan geniş çaplı soruşturma kapsamında, Narin’in amcası ve dönemin köy muhtarı olan Salim Güran, aracında küçük kızın DNA’sının bulunması üzerine tutuklandı. Soruşturmanın derinleştirilmesiyle anne Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar da gözaltına alınarak tutuklandı.

Adli Tıp Raporu Cinayeti Doğruladı

Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, Narin Güran’ın boğularak öldürüldüğü ve yaşamını yitirmesinin yaklaşık 1.5 dakika sürdüğü tespit edildi. Bu rapor, olayın bir cinayet olduğunu kesinleştirdi.

Mahkeme Kararı ve Çözülemeyen Sırlar

28 Aralık 2023‘te görülen davada, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, sanıklara ağır cezalar verdi:

  • Salim Güran: Müebbet hapis cezası
  • Yüksel Güran: Müebbet hapis cezası
  • Enes Güran: Müebbet hapis cezası
  • Nevzat Bahtiyar: Cesedi gömdüğü gerekçesiyle 4 yıl 6 ay hapis cezası

Ayrıca, cinayetle bağlantılı olarak toplam 19 kişi çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Mahkemenin kararı, Mayıs 2025‘te İstinaf Mahkemesi tarafından onanarak dosya Yargıtay’a gönderildi.

Katil Hâlâ Meçhul

Dava sürecinde tartışmalara neden olan Dara-2 askeri üssü kamera kayıtları, Hindistan merkezli Brilliant Forensic Investigation firması tarafından incelendi. Firma tarafından hazırlanan raporda, komşu Nevzat Bahtiyar’ın Narin’i bir ahıra götürüp aşağı attığına dair bulgular yer aldı. Ancak tüm bu cezalara ve delillere rağmen, Narin Güran’ı kimin, neden öldürdüğü sorusu hâlâ net bir yanıta kavuşmuş değil. Dava sonuçlanmış olsa da katilin kimliği gizemini korumakta ve Narin’in adı, Türkiye’de toplumsal bir yaranın sembolü olmaya devam etmektedir.