Orman Yangınları Sonrası Ekosistem Onarımı Vurgusu
Ankara – Yangın Ekolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ali Kavgacı, orman yangınları sonrası yürütülecek çalışmaların basit bir ağaçlandırma faaliyeti olarak görülmemesi gerektiğini, bunun yerine bir ekosistem onarım çalışması olarak ele alınmasının zorunlu olduğunu belirtti.
Doğanın Kendi Kendini Yenileme Gücü
Prof. Dr. Kavgacı, yanan alanlardaki müdahalelerin doğanın kendi yenilenme potansiyelini destekleyici nitelikte olması gerektiğinin altını çizdi. Uzman, “İlk akla gelen fidan dikimi olmamalı, çünkü erken dikim doğal yenilenme sürecini bozabilir. Özellikle yaşlı kızılçam ormanlarımız, yangına karşı geliştirdikleri uyum yetenekleri sayesinde kendi kendilerini yenileyebilme kapasitesine sahiptir” dedi. Kavgacı, bu ormanların yangından sonraki ilk yıl içinde tohumdan gençleşerek alana geri geldiğini ve tohum stoğu yeterliyse dışarıdan bir takviyeye gerek olmadığını ifade etti.
Ancak, genç kızılçam ormanlarında durumun farklı olduğuna dikkat çeken Kavgacı, şöyle devam etti:
“Genç kızılçam ormanları ya tamamen yanmış oluyor, bu durumda hem tepeleri hem de tohum kaynağı yok oluyor, ya da henüz tohum oluşturacak yaşa gelmemiş oluyor. Bu tür alanlar genellikle Orman Genel Müdürlüğü (OGM) tarafından dikim yöntemiyle yeniden ağaçlandırılıyor.”
Rehabilitasyon Sürecinde Kritik Uyarılar
Ağır Makine Kullanımından Kaçının
Prof. Dr. Kavgacı, rehabilitasyon çalışmalarına başlamadan önce toprağın bitki örtüsüyle kaplanması için 1-2 yıl beklenmesi gerektiğini vurguladı. Bu bekleme süresinin hem toprağın verimini artıracağını hem de doğal bir “erozyon bariyeri” oluşturacağını belirtti. Yangın sonrası toprak yapısının bozulması nedeniyle alanın erozyona son derece açık hale geldiğini söyleyen Kavgacı, bu hassas dönemde araziye ağır iş makineleriyle girilmemesi konusunda uyardı.
‘Zeytin Dikmek Orman Kurmak Değildir’
Akdeniz ekosisteminde kızılçamsız bir restorasyonun düşünülemeyeceğini belirten Kavgacı, “Ağaçlandırma yaparken ‘zeytin dikelim’ demek, bir orman değil, bir bahçe kurmaktır. Zeytin ağaçlarının dikilmesi, bir orman ekosistemi oluşturmaz” diyerek konunun önemini vurguladı. Yangınla birlikte sadece ağaçların değil, sayısız canlının yaşam alanının da yok olduğunu hatırlatan uzman, nesli tehlike altında olan ve dar bir alanda yaşayan türlerin durumunun hızla tespit edilerek koruma önlemleri alınması gerektiğini de ekledi.
Yangına Dirençli ‘Meşe Şeridi’ Önerisi
Prof. Dr. Kavgacı, yangın riskini azaltmak için pratik bir çözüm önerisi de sundu. Özellikle yangın riski yüksek bölgelerde, yerleşim yerlerine yakın alanlarda, yol ve ziraat arazisi kenarlarında yangına karşı daha dirençli ve geç tutuşan meşe türlerinin kullanılarak tampon şeritler oluşturulabileceğini ifade etti.