Türkiye’nin Gündemini Şekillendiren Gizli Operasyonlar
Türkiye’nin iç gündemini belirleyen tartışmaları, ortaya atılan iddiaları ve genel atmosferi son dönemde daha dikkatli bir gözle analiz etmek büyük önem taşıyor. Siyasi gündem kendi doğal seyrinde ilerlerken, Terörsüz Türkiye gibi ana hedefler korunsa da, dezenformasyonla gölgelenme riski her zaman mevcuttur. Ancak asıl tehlike, daha farklı bir noktada gizlenmektedir.
Gündemi belirleyen konuların arkasında, içeriden devşirilmiş ancak dış akıl tarafından organize edilen unsurların giderek daha fazla rol aldığı görülmektedir. Özellikle FETÖ mensupları veya İsrail istihbaratı gibi aktörlerin bu süreçlerdeki varlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) son dönemde deşifre ettiği operasyonlarla net bir şekilde ortaya konmuştur.
Manipülasyon Yöntemleri ve Sivil Görünümlü Unsurlar
Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik dış destekli saldırılarda genellikle sivil görünümlü yapılar kullanılmaktadır. Bu sinsi planların uygulanması için başvurulan bazı yöntemler şunlardır:
- Adres veya Kişi Tespiti: Emlak ofisi gibi çalışan yapılarla anlaşmalar yapılarak bilgi toplanabilmektedir.
- Yasal Kılıflar: Hukuk büroları veya özel dedektiflik şirketleri, gizli ajandaları hayata geçirmek için kullanılabilmektedir.
- Dijital Etki: Sosyal medya yöneticileri ve ağları, ödemeyi yapan tarafın gerçek niyetini bilmeden yıkıcı kampanyalara dahil edilebilmektedir.
Devlet-Vatandaş Güvenini Sarsan Tehlike
Son günlerde kamuoyunu meşgul eden ve birbiri ardına patlak veren konular, devlet ile vatandaş arasındaki güven ilişkisinde ciddi zafiyetler oluşturma potansiyeli taşımaktadır. Diploma sahteciliği, vatandaşlık verilme süreçleri, din görevlileriyle ilgili iddialar ve hatta milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren sınavlar gibi hassas başlıklar, organize bir şekilde gündeme getirilmektedir.
Çağımız, “yeni gerçeklik çağı” olduğundan, “Şuyu, vukuundan beter” dedirten durumlar sıkça yaşanabiliyor.
Bu iddialar, toplumun sinir uçlarına dokunacak şekilde ustaca biçimlendirilmekte ve hızla yayılmaktadır. Nihai amaç, kamu kurumlarını itibarsızlaştırmak ve siyaset kurumunun ülkeyi yönetemediği algısını toplumun bilinçaltına işlemektir.
Doğru Bilginin Önemi ve Kurumsal Sorumluluk
Vatandaşlar, sürekli bir doğru, yanlış, eksik veya abartılı bilgi bombardımanına maruz kaldıkları için zamanla fikirleri kemikleşebilmektedir. Bu durum, yöneticilerin doğruyu anlatma ve ikna etme çabalarını zorlaştırmaktadır. Ancak her ne olursa olsun, halkın dediği gibi:
Sütte leke olur, devletle ilgili konularda olmaz, olmamalı!
Bu nedenle, sapla samanın karıştırılmadan, eğrinin doğrudan ayrılması kritik bir zorunluluktur. Böylece dürüst vatandaşlar kendilerini aldatılmış hissetmez ve devlete olan güvenlerini yitirmezler. Bu noktada, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi‘nin yalan ve yanlış bilgiye karşı durarak ve doğru bilgiyi paylaşarak kamusal hafızaya önemli katkılar sunduğunu belirtmek gerekir.