Türkiye’yi Sarsan Sahte Diploma Skandalı: Üniversiteler ve Devlet Kurumları Nasıl Ele Geçirildi?

Türkiye’yi Sarsan Diploma Skandalı: Yeni Detaylar Ortaya Çıktı

Kamuoyunu uzun süredir meşgul eden sahte diploma, sertifika ve ehliyet çeteleriyle ilgili endişeler, yeni bir boyut kazandı. Daha önce 28.09.2024 tarihinde gündeme getirdiğimiz Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) merkezli diploma skandalı, devasa bir organize suç örgütünü gözler önüne serdi. YÖK tarafından yapılan açıklamada, bir personelin şifresinin ele geçirilmesiyle 8 kişiye sahte diploma verildiği belirtilmiş ve YTÜ yönetimi suç duyurusunda bulunmuştu.

Soruşturma Derinleşiyor: Gazi Üniversitesi ve E-İmza Sahteciliği

YTÜ’deki olayın hemen ardından, Gazi Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı A.M., kendi adına sahte bir e-imza oluşturulduğunu fark ederek durumu yönetime bildirdi. Savcılık ve Emniyet’in titiz çalışmaları sonucunda, sahte e-imzaların TÜRKTRUST Bilgi, İletişim ve Bilişim Güvenliği Hiz. AŞ’nin Adana bayisi üzerinden sahte kimliklerle temin edildiği anlaşıldı. Soruşturma, Mıhyeddin Yakışır isimli bir kişinin fotoğrafının kullanıldığı sahte kimlikle alınan e-imza ile Gazi Üniversitesi’nden 6 kişiye sahte mezuniyet kaydı oluşturulduğunu ortaya çıkardı.

Operasyonlar ve Gözaltılar

Soruşturmanın genişletilmesiyle, Adana’daki bayi üzerinden toplam 11 kişi adına sahte e-imza üretildiği ve bu imzalarla büyük sahtecilikler yapıldığı tespit edildi. Mayıs ayında Ankara ve Adana merkezli operasyonlarda, Ankara Ulus’taki TUZEM Akademi‘ye baskın düzenlendi ve 134 şüpheli gözaltına alındı. Temmuz ayında gerçekleştirilen ikinci dalga operasyonunda ise 65 kişi daha yakalandı. İki ayrı iddianame, daha sonra birleştirilerek davanın kapsamını genişletti.

Devletin Zirvesindeki Kurumlar Hedef Alındı

İddianame, olayın basit bir sahtecilik çetesinin ötesinde, devletin stratejik kurumlarına sızan bir örgütle karşı karşıya olduğumuzu gösterdi. Örgütün sızdığı ve yöneticileri adına sahte e-imza oluşturduğu kurumlardan bazıları şunlardır:

  • Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) başkanı ve başkan yardımcısı
  • YÖK Eğitim Öğretim daire başkanı
  • 14 farklı üniversitenin öğrenci işleri daire başkanları veya öğretim görevlileri
  • Milli Eğitim Bakanlığı il ve ilçe müdürleri

Örgütün Korkunç Yöntemleri

Çete, akıl almaz yöntemler kullanıyordu. Hatay depreminde veya başka sebeplerle hayatını kaybeden kişilerin üniversite kayıtlarını sistemden silip, yerlerine sahte mezuniyet bilgileri giriyorlardı. Sadece diploma değil, Kahramanmaraş, Adana ve Osmaniye’deki bazı sürücü kurslarıyla anlaşarak ehliyet sınavını geçemeyen kişilerin notlarını da değiştiriyorlardı.

Sahte Diplomalarla Kariyer Yapanlar ve Örgüt Lideri

Sahte diploma alanlar arasında polis memurları, basketbol hakemleri, holding sahipleri ve iş insanları bulunuyor. Bu kişiler, hukuk, eczacılık, gıda mühendisliği ve inşaat mühendisliği gibi kritik alanlarda sahte diplomalarla mezun edilmişler. Hatta Abdullah Volkan Uçak isimli bir şahsın, Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden sahte lisans diploması alıp üzerine bir de “klinik psikoloji” alanında yüksek lisans yaptığı ortaya çıktı.

Suç Makinesi Lider: Ziya Kadiroğlu

İddianameye göre örgütün lideri, kamuoyunun “Ziya Hoca” olarak tanıdığı Ziya Kadiroğlu. Kadiroğlu’nun suç sicili oldukça kabarık:

  • 2002 ve 2005: KPSS’de sahtecilik ve örgüt liderliğinden 5 yıl hapis cezası.
  • 2010 ve 2012: KPSS dosyalarında joker aday yerleştirmekten “örgüt lideri” olarak yargılanma.
  • 2016: 48 kişiye sahte öğretmen diploması düzenlemekten 354 yıl ceza.
  • 2018: Firariyken “Son Alo” dolandırıcılık operasyonunda yakalanma ve sonra tekrar tahliye.

ÖSYM Skandalı İtirafı

Soruşturmanın en sarsıcı kısmı ise şüpheli Mıhyeddin Yakışır’ın ifadesinde ortaya çıktı. Yakışır, örgütün ÖSYM sistemlerine de erişebildiğini itiraf etti.

“ÖSYM sitesine yapılan girişler ÖSYM’nin sistemlerinde sınav puanı yükseltmek için yaptıkları erişimdir. Ben ÖSYM’nin sistemlerinde puan yükseltmesi yaptıklarını biliyorum. Yine bu işlemleri Ziya Kadiroğlu ile Gökay Celal Gülen isimli şahıslar yapmaktadır.”

Bu ifadeler, çetenin sınav sonuçlarını dahi değiştirebildiğini gözler önüne seriyor. İddianamede ayrıca uyuşturucu taşıma ve bürokratlarla kurulan ilişkiler üzerinden bilgi sızdırma gibi başka suçlamalar da yer alıyor. Bu durum, son 20 yılda verilen tüm diplomaların, unvanların ve denkliklerin acilen incelenmesi gerektiğini bir kez daha kanıtlıyor. Toplumdaki bu çürümeyi “münferit olaylar” diyerek geçiştirebilir miyiz?