Can Atalay’ın Mektubu TBMM Komisyonunda Yankılandı
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bünyesinde kurulan ve kamuoyunda ‘açılım’ komisyonu olarak bilinen komisyon, ilk toplantısını TBMM Tören Salonu’nda gerçekleştirdi. Toplantıda önemli bir gelişme yaşandı ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) temsilcisi Ahmet Şık, Gezi Parkı davası nedeniyle tutuklu bulunan seçilmiş Hatay Milletvekili Can Atalay‘ın komisyona gönderdiği mektubu okudu.
Mektup, aynı zamanda Can Atalay’ın resmi sosyal medya hesabından da kamuoyu ile paylaşıldı. Atalay, mektubunda Kürt sorununun çözümüne yönelik sürece ilişkin görüşlerini ve önerilerini 7 ana başlık altında topladı.
Can Atalay’dan Komisyona 7 Maddelik Yol Haritası
Şerafettin Can Atalay’ın Marmara (Silivri) Cezaevi’nden komisyona gönderdiği mektubun tam metni şu şekildedir:
Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri, Komisyon’un sayın üyelerini saygıyla selamlıyorum; Komisyona başarı dileklerimle başlamak istiyorum. Ülkemizin geleceği için tarihsel önemde bir başlangıç yapılıyor. Komisyon çalışmasına önem veriyor, katılım gösteren birçok siyasal parti gibi usule ve geleceğine ilişkin birçok belirsizliğe rağmen masada yerimizi alıyoruz. Ülkemizin demokratikleşmesinin en önde gelen sorunlarından olan Kürt Sorunu’nun çözümü yönünde ilk defa tarzı çok tartışmalı da olsa Meclis’i esas alarak atılan adımı önemsiyoruz.
Yurttaşın oylarıyla seçilmiş ve Anayasa’ya ve Anayasa Mahkemesi’nin defalarca hakkımda verdiği kararlara göre şu anda Meclis’te yasama ve denetleme görevi yapması gereken hapishanedeki bir milletvekili olarak da komisyonun faaliyetini önemli buluyorum.
İşte Atalay’ın 7 Başlıkta Sunduğu Öneriler:
- Temel Tespitler ve Belirsizlikler: Temel tespitlerimizde farklılıklarımız var. Birçok belirsizliğe karşın buradayız. Örneğin sizlere komisyonun adıyla hitap etmek isterdim. Ne yazık ki üzerinde birleştiğimiz bir adı bile yok. Aynı biçimde sürekli “Süreç” diyoruz ama bir sürecin olup olmadığı üzerinde bile açıklık sağlanmış değil. Meclis’in kapsamını belirlediği açık bir görev tanımına da sahip değiliz. Komisyonun “olanaklı olanı öne çıkartmak, hemen yaşama geçmesi konusunda kolaylaştırıcı olmak” konusunda önemli adımlar atması gerekmektedir.
- Gündemin Daraltılmaması: “Olanaklı olanı öne çıkartmak” ön kabulü, Komisyonu daraltılmış gündemlere mahkûm etmemelidir. Öncelik “silahın siyaset dışına çıkarılması/atılması”dır. Ancak ülkemizin çözüm bekleyen ana sorunu demokratikleşmedir. Her türden ayrımcılığın aşılması, demokratikleşme ve eşit yurttaşlık doğrultusunda ilerleyerek Kürt Sorunu olarak kalıcı çözümlenebilir.
- Silahların Veda Kararının Önemi: Adı adıyla Kürt Sorunu olarak tanımladığımız sorun üzerine bir Meclis masasını olanaklı kılan Kürt Siyaseti’nin “silahlara veda kararı”nı vermiş olmasıdır. “Türkiye sınırları içinde ve Türkiye’ye karşı silahlı mücadelenin kesin olarak sonlandırılması” kararı tarihi önemdedir. Bu tarihi ana uygun adımlar atılmalı, özellikle bu sürece gölge düşürecek adımların atılmasının önüne geçilmelidir.
- Açıklık ve Bilgilendirme: Komisyonumuz, önceliklerini belirleyebilmek için siyasal partilerin bir kısmına yapılan bilgilendirmeye sahip olmalıdır. Tam bilgilenme, açıklık ve gerçek bilgiler üzerinden kamuoyunun da dâhil olacağı yaygın tartışma kritik konularda alınan kararlara güçlü toplumsal destekler sağlayacaktır. Açıklık, toplumsal mutabakatın ön koşuludur.
- Hukuksal Çerçevenin Gerekliliği: Bugüne kadar “Süreç” fiili durumlar üzerinden ilerledi. Komisyonun bir diğer ana görevi de “Süreç”i Meclis’in yönlendirmesi ve denetlemesi için gerekli hukuksal çerçevenin hazırlığıdır. Silah bırakanların toplumsal yaşama katılması, cezaevindekilerin durumlarının gözden geçirilmesi gibi başlıklar idarenin fiili uygulamalarıyla halledilemez. “Hukuk” sürecin ilk gereğidir ve güvencesidir.
- Hukukun Bütünlüğü ve Tutarlılık: Süreci ilerletmek için atılacak adımlar hukukumuzun bütünlüğüyle de uyumlu olmalıdır. Örneğin “silah bırakanların toplumsal yaşama katılması” amaçlanırken seçim işbirliklerinin suç olarak görülmesi büyük çelişki olacaktır. Yürürlükteki hukuksal düzenin gereği olan haklar ve uygulamalar pazarlık konusu olmamalıdır. Tutukluluk peşin cezalandırma aracı olmaktan çıkarılmalıdır.
- Bölgesel Dış Politikanın Rolü: Yakın dönemdeki “süreç” deneyiminin başarısız olmasında önemli bir etken de bölgesel etkilerdir. Bu bakımdan barışçı, yapıcı bir bölge dış siyaseti Süreç’in olmazsa olmazıdır. Bölge ülkelerinin bütünlüğünü esas alarak sabırlı, kolaylaştırıcı, barışçı, demokratik bir dış politika için öneriler geliştirmek de komisyonun görevleri arasında sayılmalıdır.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim…
Şerafettin Can Atalay
Seçilmiş Hatay Milletvekili
Marmara (Silivri) Cezaevi, 9-A47