Z Kuşağı İş Hayatında Bir İkilemle Karşı Karşıya
ManpowerGroup tarafından yayımlanan “2025’te Z Kuşağının İş Dünyası” başlıklı rapor, 1996-2012 yılları arasında doğan Z kuşağı çalışanlarının iş hayatındaki karmaşık durumunu gözler önüne seriyor. Rapora göre, bu kuşak hem işinden en çok ayrılmak isteyen grup hem de yeni bir iş bulma konusunda en karamsar olan nesil olarak dikkat çekiyor.
Araştırmaya göre, Z kuşağı çalışanlarının yüzde 47’si mevcut işlerinden altı ay içinde gönüllü olarak ayrılmayı planlıyor. Bu oran, diğer kuşaklar arasında en yüksek seviyede bulunuyor. Ancak aynı grup, ihtiyaçlarını karşılayacak yeni bir pozisyon bulma konusunda en düşük özgüvene sahip.
İşverenlerin Z Kuşağını Çekme Stratejileri
İşverenler, Z kuşağını bünyelerine katmak ve elde tutmak için çeşitli stratejiler geliştiriyor. Bu stratejiler arasında öne çıkanlar şunlardır:
- Teknoloji araçlarının iyileştirilmesi (%76)
- Çalışanların iyi oluşuna yönelik programlar (%75)
- Esnek çalışma saatleri sunulması (%73)
- Maaş artışları yapılması (%73)
- Kariyer gelişim fırsatlarının artırılması (%73)
Kariyer Yönelimleri ve Yapay Zekanın Etkisi
Z kuşağının kariyer tercihlerinde yapay zekanın önemli bir rol oynaması bekleniyor. Katılımcıların yüzde 59’u, yapay zekanın yaygınlaşmasının kendilerini otomasyona daha az maruz kalacak vasıflı zanaatlar veya fiziksel emek gerektiren mesleklere yöneltebileceğini düşünüyor.
Raporda ayrıca, pandemi öncesi ve sonrası iş gücüne katılan Z kuşağı üyeleri arasında belirgin bir bağlılık farkı olduğu vurgulanıyor. 2020’den bu yana genç çalışanlar arasındaki aktif bağlılık oranı yüzde 40’tan yüzde 35’e gerilemiş durumda.
Tüm Kuşaklar Arasında En Stresli Grup: Z Kuşağı
Genç Z kuşağının zihinsel sağlık durumunun diğer kuşaklara göre daha hassas olduğu sıkça rapor edilen bir bulgu. Rapor, bu durumu destekler nitelikte veriler sunuyor. Z kuşağı üyelerinin yüzde 52’si, iş yerinde sebebi ne olursa olsun günlük olarak yüksek stres yaşadığını belirtiyor. Bu oran, iş yerinde günlük yüksek stres yaşadığını bildiren “Baby Boomer” kuşağındaki yüzde 33’lük orana kıyasla oldukça yüksek bir seviyeyi işaret ediyor.