ABD-Hindistan Stratejik Ortaklığı Trump Tehdidi Altında: Tarife Savaşları Başlıyor mu?

Biden Döneminde Zirve Yapan ABD-Hindistan İlişkileri

Joe Biden‘ın başkanlığı, Donald Trump‘ın ilk döneminin ardından ABD’nin ‘TransAtlantik’ işbirliğine ve çok taraflı diplomasiye dönüşünü simgeliyordu. Bu durum, Avrupa Birliği (AB) ve Asya’daki müttefikler olan Japonya ve Güney Kore tarafından memnuniyetle karşılandı. Biden yönetimi altında yoğunlaşan tek dış politika önceliği ise ‘Çin’in çevrelenmesi’ stratejisiydi. Bu kapsamda Washington, Hindistan’ı Çin’in izole edilmesinde kilit bir ortak olarak görerek yapıcı adımlar atmaya odaklandı.

Stratejik ve Teknolojik Ortaklıklar

Biden döneminde atılan adımlar, iki ülke arasındaki işbirliğini derinleştirdi. Öne çıkan bazı girişimler şunlardır:

  • iCET Stratejik Mekanizması: Ocak 2023’te duyurulan bu mekanizma ile yapay zeka, kuantum teknolojisi, ileri telekomünikasyon ve yarı iletken gibi kritik alanlarda ortaklık hedeflendi. Hatta Hindistan’da “Shakti Semiconductor Fab” adıyla savunma odaklı bir yarı iletken üretim tesisi planlandı.
  • Temiz Enerji Yatırımları: Eylül 2024’teki Biden-Modi görüşmesinde, Hindistan’ın güneş paneli ve temiz enerji üretim kapasitesini artırması için 750 milyon dolarlık bir kredi açıklandı.
  • Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Üyeliği: Biden yönetimi, OECD üyesi olmamasına rağmen Hindistan’ın IEA’ya özel bir düzenlemeyle tam üye olması için büyük çaba sarf etti.
  • Uzay Çalışmaları (CSJWG): 2023 sonunda NASA ve ISRO arasında, teknoloji ve uzman paylaşımını öngören NASA-ISRO Sentetik Açıklıklı Radar (NISAR) misyonu gibi projeler için ortak çalışma grubu kuruldu.

Altyapı ve Güvenlik İttifakları

İşbirliği sadece teknoloji ile sınırlı kalmadı. 2023’te Hindistan’ın dönem başkanlığında, Çin’in Kuşak-Yol İnisiyatifi’ne (BRI) alternatif olarak geliştirilen ve Hindistan’ı Körfez ülkeleri, İsrail ve Avrupa’ya bağlayan IMEC ticaret koridoru ilan edildi. Aynı zamanda, Quad (Dörtlü Güvenlik Diyaloğu) içindeki işbirliği, Afganistan sonrası güvenlik ve Hint-Pasifik stratejisi gibi konularda hızlandırıldı. Hindistan, kritik minerallerin tedarikinde de stratejik bir oyuncu olarak konumlandırıldı.

Trump’ın Dönüşü ve Artan Gerilim

Ancak Donald Trump‘ın ikinci kez başkan seçilmesiyle, Biden dönemindeki bu yoğun işbirliği atmosferi dağılmaya başladı. Son altı ayda Trump’ın Hindistan’a yönelik söylemi giderek sertleşti.

Trump, Hindistan’ın Rusya’dan ham petrol alarak Moskova’yı fonladığını ve Ukraynalıların ölümlerini umursamadığını iddia etti. Bu tutumun devam etmesi halinde, 1 Ağustos itibarıyla yüzde 25 olarak açıklanan Hint ürünlerine yönelik gümrük vergisi tarifesinin daha da artırılabileceği tehdidinde bulundu.

Hindistan ise bu suçlamaları şaşkınlıkla karşıladığını belirtti. Yeni Delhi yönetimi, Rusya’dan petrol ithalatının esasen ABD yönetiminin teşvikiyle başladığını savunuyor. Hindistan’a göre, savaş sonrası geleneksel petrol kaynaklarının Avrupa’ya yönelmesiyle Rusya’dan ithalat bir zorunluluk haline geldi ve küresel petrol fiyatlarını dengelemek isteyen Biden yönetimi bu durumu aktif olarak teşvik etti. Trump yönetiminin, herhangi bir kutuptan ‘bağımsız’ hareket etme arzusundaki Hindistan’a karşı ne kadar ileri gideceği merakla bekleniyor.