Trump Yönetiminin Baskıları Hukuk Firmalarını Geri Çekilmeye Zorluyor
ProPublica tarafından yayınlanan bir rapora göre, Amerika Birleşik Devletleri’nin en prestijli hukuk firmaları, Donald Trump yönetiminin yeniden göreve gelmesiyle birlikte uygulamaya koyduğu başkanlık emirleri ve federal yaptırımlar nedeniyle riskli davalardan uzaklaşma eğilimine girdi. Özellikle çevre koruma davaları, LGBTİ+ hakları ihlalleri ve polis şiddeti gibi hassas konularda sunulan gönüllü (pro bono) hukuki destekte ciddi bir düşüş yaşandığı belirtiliyor.
Başkanlık Kararnameleri ve Siyasi Baskı İddiaları
Ocak 2025’te yeniden Beyaz Saray’a dönen Trump’ın imzaladığı ilk kararnameler, hedefteki hukuk firmalarına yönelik ağır yaptırımlar içeriyor. Bu yaptırımlar arasında şunlar bulunuyor:
- Belirli hukuk firmalarının federal sözleşmelerden men edilmesi
- Güvenlik izinlerinin iptali
- İç denetim baskınlarının artırılması
Yönetim, bu adımların resmi gerekçesini “siyasi taraftarlık” ve “çeşitlilik politikaları” olarak açıklasa da, hukuk çevreleri bu durumun asıl amacının yönetim politikalarına karşı dava açan firmaları sindirmek ve caydırmak olduğunu düşünüyor.
Anlaşmalar ve Uzlaşma Çabaları
Bazı büyük firmaların, yönetimle özel anlaşmalar yaparak hedef olmaktan kaçınmaya çalıştığı görülüyor. Örneğin, Paul Weiss isimli hukuk firması, sivil haklar alanındaki bazı pro bono çalışmalarını sınırlama karşılığında 40 milyon dolarlık bir kaynak taahhüdünde bulundu. Reuters tarafından yapılan bir araştırmaya göre, bu ve benzeri anlaşmaların toplam maliyetinin yaklaşık 1 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor.
Mahkemelerden Trump’a ‘Dur’ Kararı ve Süren Endişeler
Trump yönetiminin bu tartışmalı uygulamalarına karşı açılan ilk dört davada, federal mahkemeler yürütmeyi durdurma kararı vererek önemli bir müdahalede bulundu. Ancak bu hukuki zaferlere rağmen, birçok hukuk firması “siyasi misilleme” korkusuyla hassas davaları üstlenmekten çekinmeye devam ediyor. Hukukçular, kazanılan davaların kağıt üzerinde bir başarı olsa da, mesleki bağımsızlık üzerinde oluşan baskının kalıcı hasarlar bırakabileceğinden endişe ediyor.
Sivil Toplumun Adalete Erişim Sorunu
Çevre örgütleri, LGBTİ+ hak savunucuları ve polis reformu isteyen sivil toplum platformları, hukuki temsil bulmanın giderek zorlaştığını ifade ediyor. Bu durum, ABD’de temel bir ilke olan “adalete eşit erişim” hakkının zedelendiği ve adaletin siyasi atmosfere göre şekillendiği yönündeki eleştirileri güçlendiriyor.