Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerde, uzun süredir devam eden yumuşama sürecinin ardından yeni bir normalleşme adımı bekleniyor. Bölgesel kaynakların Middle East Eye’a verdiği bilgilere göre, 8 Ağustos Cuma günü tarafların ABD’nin arabuluculuğunda Beyaz Saray’da bir barış anlaşması imzalayabileceği iddia ediliyor. Kaynaklar, tarafların Mart ayında bir barış taslağı üzerinde anlaştığını ancak Azerbaycan’ın nihai imzadan önce Ermenistan’a sunduğu şartlarda ısrarcı olduğunu belirtiyor. Emekli Moskova Büyükelçisi Aydın Sezgin ve ATASAM Başkanı Volkan Özdemir, Erivan-Bakü hattındaki bu kritik gelişmeleri ve bölgenin geleceğini Cumhuriyet gazetesi için analiz etti.
Kafkaslar İçin Kritik Tarih: 8 Ağustos
ATASAM Başkanı Volkan Özdemir, iddia edilen tarihin önemine dikkat çekerek ABD’nin stratejisine işaret etti.
“Ayın 8’i Trump’ın Rusya’ya Ukrayna ile barış için tanıdığı sürenin son günü olması nedeniyle önemli, ABD burada sanki Ukrayna’yı gösterip Kafkasya’dan bir hamle yapacakmış gibi duruyor. Bu nedenle 8 Ağustos’ta taraflar arasında bir ilerleme sağlanacağı anlaşılıyor.”
Anlaşmanın kapsamının henüz net olmadığını belirten Özdemir, tam bir anlaşma yerine ön bir imza atılabileceğini öngördüğünü ifade etti.
“Bir anlaşma imzalanabilir ama benim öngörüm ‘paraflanması’ yönünde çünkü Azerbaycan’ın koşulları var bu koşullar sağlanmadan bir anlaşma yapacaklarını düşünmüyorum. Ya da ayrı bir şekilde sınırların kesinleştirilmesi veya Zengezur Koridoru ile ilgili bir geçiş hakkı tanınmasının neticelendirilmesine ilişkin gelişmeler olabilir.”
Özdemir, son yıllarda hem Ermenistan’ın hem de Azerbaycan’ın Batı ile yakınlaşarak Rusya’dan uzaklaştığını vurguladı. Bu durumun, ABD’nin Güney Kafkasya’daki etkisini artırdığını belirtti.
“5 yıl sonra ABD’nin Rusya bilhassa Ukrayna’da meşgulken Kafkaslara yönelik ciddi bir hamle yapacağını göreceğiz.”
“Üçüncü Aktörler Koridora Nezaret Etmemeli”
Özdemir, Türkiye’nin süreçteki kilit rolüne dikkat çekerek, her iki ülkenin de Batı ile entegrasyonu Türkiye üzerinden sağlamak istediğini söyledi.
“Türkiye jeopolitik yönelimini son yıllarda Batı’ya doğru kırdı, bunun sonucu olarak da bu gelişmeleri görüyoruz. Eskiden denge diplomasisi gözetilirdi fakat şimdi daha çok Batı ile birlikte hareket ediyor. Böylece Güney Kafkaslarda bu sorunlar Türkiye üzerinden halloluyor.”
Azerbaycan’ın Türkiye üzerinden dünyaya açıldığını ve Ermenistan için de benzer bir sürecin hazırlığının yapıldığını belirten Özdemir, bunun ön koşulunun Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi ve Zengezur Koridoru’na izin verilmesi olduğunu ekledi.
“Buradaki tek tehlike bu koridora nezaret meselesi, ABD veya Rusya gibi büyük aktörlerin bu 41 kilometrelik koridora hakim olması gibi seçenekler Türkiye açısından tercih edilebilir olmamalı. Bu gelecekte Türkiye için riskler oluşturabilir.”
“1991’den Sonra İlk Defa İlişkiler Bu Kadar İyi”
Emekli Moskova Büyükelçisi Aydın Sezgin ise süreçteki zorluklara rağmen ilişkilerin tarihi bir seviyeye ulaştığını belirtti.
“Hem Azerbaycan hem de Ermenistan tarafında hala bir takım zorluklar var. Bakü’nün Erivan’a yönelik talepleri değişmedi fakat iki ülke arasındaki ilişkiler 1991’den bu yana ilk defa bu kadar yakınlaşıyor.”
Sezgin, bu yakınlaşmanın Rusya’nın bölgedeki gücünün zayıflamasıyla paralel ilerlediğini ve uluslararası konjonktürün barış için uygun hale geldiğini ifade etti.
“Hem ülkelerin siyasi iklimi hem de uluslararası iklim değişti, iki ülkenin nihai barışa doğru yeni adımlar atması için gereken uluslararası iklim giderek oluşuyor.”
Olası bir barışın Türkiye’nin çıkarlarına hizmet edeceğini vurgulayan Sezgin, adil bir anlaşmanın Türkiye’nin Kafkasya’daki konumunu güçlendireceğini ve yeni ekonomik fırsatlar yaratacağını söyledi.
“Azerbaycan’ı tavize zorlanmadan, haklarını ihlal etmeden normalleşmenin ve nihai barışın sağlanması… her halükarda Türkiye’nin yararına olur. Bunlar Türkiye’nin hem Kafkasya’daki konumu güçlendirir hem de barış ve istikrar unsuru olarak rolünü takviye eder.”