Sana Göre Haber

Aile Yılı Tartışması: Kadın Cinayetleri ve Çocuk Yoksulluğu Gölgesinde İktidarın Politikaları

Siyasi iktidarın, artan kadın cinayetleri ve derinleşen yoksulluk ortamında 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan etmesi tartışmalara yol açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nüfus artış hızındaki düşüşü “hayra alamet değil” diyerek yeni adımlar atılacağını belirtmesi, sahadaki verilerle çelişiyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na göre yılın ilk yedi ayında 116 kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybederken, Derin Yoksulluk Ağı’nın verileri çocukların sağlıklı beslenemediğini ortaya koyuyor.

Aile Politikaları Eleştirisi: “Kadınlar Öldürülürken Aile Yılı İlan Edildi”

Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Temsilcisi Öykü Uluocak, iktidarın aile odaklı politikalarının yeni olmadığını belirtti.

“Geçen yıl hiçbir kadın örgütünün davet edilmediği bir medeni kanun çalıştayı düzenlediler. Bu çalıştayda kadınların nafaka hakkından boşanma süreçlerine kadar birçok konuyu kadınlar olmadan tartışmaya açtılar. Geçen yıl tarihimizin en yüksek kadın cinayeti verisini açıklamıştık. Bu tabloya rağmen, biz her defasında aile odaklı politikaların kadınları ve çocukları öldürdüğünü anlatırken 2025’i aile yılı ilan ettiler.”

‘Kadınlar Kuluçka Makinesi Değil’

Uluocak, koruma kararına rağmen öldürülen dokuz kadının durumuna dikkat çekerek, Aile Bakanlığı’nın sorumluluğunu vurguladı. “Haklarını bilmiyor dedikleri kadınlar koruma kararını almış ama evlilik seminerleriyle, tek taş promosyonlarıyla ilgilenen Aile Bakanlığı buna yeterli özeni göstermedi. Sonuç olarak, en az dokuz kadın 6284 sayılı kanun etkin ve işlevsel uygulanmadığı için öldürüldü” dedi. Erdoğan’ın doğum oranlarına ilişkin açıklamalarına da değinen Uluocak, şunları ekledi:

“Tüm kadınların kendi hayatlarına dair kararları özgürce alabilecekleri bir düzen için hep birlikte örgütlü mücadele edebiliriz. Kadınlar kimsenin kuluçka makinesi değildir. Anne olmak bir tercihtir.”

Çocuk Yoksulluğu Raporu: ‘Okulda Tostla Yetiniyorlar’

Derin Yoksulluk Ağı Araştırma ve Savunu Koordinatörü Dr. Önder Uçar, düşen doğurganlık hızının, halkın çocuklarına reva görülen yoksulluğu kabullenmemesinin bir sonucu olduğunu ifade etti.

“‘Aile yılı’ adı altında nüfus artışı çağrısı yapılırken, mevcut çocukların nasıl yaşadığını ve hangi koşullarda büyüdüğünü dikkate alan yapısal bir politikaya rastlamıyoruz. Bu nedenle, nüfus artışını teşvik etmenin gerçekçi bir zemini bulunmuyor.”

Uçar, Derin Yoksulluk Ağı’nın son araştırmasındaki çarpıcı bulguları ise şöyle sıraladı:

Uçar, “Çocuk yoksulluğu yalnızca bugünü değil, geleceği de ipotek altına alan, nesiller arası aktarılan bir yoksunluk döngüsüne dönüşmüş durumda” diyerek durumun ciddiyetini vurguladı.

Exit mobile version