Sana Göre Haber

Almanya’nın Nüfus Krizi: Tarihi Düşük Doğum Oranları ve Gelecek Endişeleri

Almanya’da Doğum Oranları Tarihi Bir Düşüş Yaşıyor

Almanya, 2024 yılı itibarıyla ciddi bir demografik sorunla karşı karşıya. Almanya Federal İstatistik Dairesi tarafından açıklanan son verilere göre, ülkedeki doğurganlık oranı kadın başına ortalama 1,35 çocuğa kadar geriledi. Bu oran, Alman vatandaşı kadınlar arasında 1,23 gibi daha da endişe verici bir seviyeye iniyor. Buna karşılık, göçmen kökenli kadınların doğurganlık oranı 1,84 olarak dikkat çekiyor. Ülkede bir yıl içinde doğan bebek sayısı toplam 677.117‘ye düşerek, bir önceki yıla göre 15 binlik bir azalma kaydetti.

Toplumsal ve Siyasi Tartışmalar Alevlendi

Bu çarpıcı düşüş, Almanya’da hem bireysel yaşam tercihleri hem de siyasi gündem üzerinde derin tartışmalara yol açıyor. Alman basın kuruluşu Deutsche Welle’nin haberine göre, bir kesim bu durumu kadınların artan özgürlük alanlarının doğal bir sonucu olarak yorumlarken, diğer bir kesim ise Almanya’nın gelecekteki sosyal yapısı ve refah devleti anlayışı için büyük bir tehdit olarak görüyor.

‘Çocuk İstemiyorum’ Diyen Influencer Hedef Oldu

Alman komedyen ve influencer Giulia Brantner, ‘I’m not kidding’ (Şaka yapmıyorum / Çocuk yapmıyorum) adını verdiği kitabıyla gündeme oturdu. Kitabında, 28 yaşında kendi isteğiyle tüplerini bağlatarak çocuk sahibi olmama kararını anlatan Brantner, bu açıklamasıyla özellikle muhafazakâr çevrelerin sosyal medyadaki sert tepkileriyle karşılaştı. Brantner, bu tepkilerin kadınların kendi bedenleri üzerindeki söz hakkının toplum tarafından hala tam olarak kabul edilmediğini gösterdiğini vurguluyor ve artan belirsizliklerin geleneksel aile yapısına dönüş arzusunu tetiklediğini belirtiyor.

AfD’nin Tartışmalı Nüfus Politikası

Almanya’daki aşırı sağcı ‘Almanya için Alternatif’ (AfD) partisi, düşen doğum oranlarını siyasi propagandasının merkezine yerleştiriyor. Parti, yaşlanan nüfus sorununa çözüm olarak göçü reddedip, Alman kadınların daha fazla çocuk sahibi olmasını teşvik eden politikaları savunuyor. AfD, kadınların aile içindeki geleneksel rollerine dönmesini destekleyen bir söylem benimsiyor. Ancak uzmanlar, sadece doğum teşviklerinin yetersiz kalacağını, kadınların kariyer ve aile yaşamını bir arada yürütebilmesini sağlayacak destekleyici yapıların kurulmasının şart olduğunu ifade ediyor.

Eğitimli Kadınlar ve Çocuk Sahibi Olmama Eğilimi

Federal Nüfus Araştırmaları Enstitüsü Başkan Yardımcısı Martin Bujard, Almanya’nın son yıllarda aile politikaları alanında önemli adımlar attığını belirtiyor. Bu adımlar arasında şunlar yer alıyor:

Buna rağmen, özellikle üniversite mezunu kadınlar arasında çocuk sahibi olmama oranının hızla arttığı gözlemleniyor. Bujard’a göre, bu eğilimin kırılabilmesi için iş ve aile yaşamı dengesinin ciddi anlamda iyileştirilmesi gerekiyor.

Sosyal Devletin Geleceği Tehlikede mi?

Uzmanlar, doğurganlık oranındaki bu istikrarlı düşüşün Almanya’nın temel direklerinden olan sosyal güvenlik sistemini doğrudan tehdit ettiğinin altını çiziyor. Martin Bujard, mevcut gidişatın sürmesi halinde önümüzdeki beş yıl içinde emeklilik ve sağlık sistemlerinde ciddi finansman açıkları oluşabileceği uyarısında bulunuyor. Bu durumun, gelecekte çalışanların daha yüksek primler ödemesi ve kamu hizmetlerinde kaçınılmaz kesintiler yaşanması anlamına gelebileceği belirtiliyor.

Exit mobile version