Sana Göre Haber

Anayasalarda Yurttaşlık Vurgusu ve Etnik Aidiyet Tartışmalarının Perde Arkası

Anayasalarda Yurttaşlık Vurgusu ve Gelen Tepkiler

Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün 28 Temmuz’da Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Devlet yöneticilerinde ırk ve din farkı aramak” başlıklı makalesi, önemli bir tartışmayı başlattı. Prof. Dr. Türk, 1876 Kanun-i Esasi’den başlayarak 1924, 1961 ve 1982 Anayasalarına dek uzanan süreçte yurttaşlık kavramının altını çiziyordu. Bu tarihsel devamlılığı internette paylaştığımda ise beklemediğim bir tepkiyle karşılaştım. Amacım bu sürekliliğe dikkat çekmekken, 1982 Anayasası’nı övdüğüm iddiasıyla adeta bir koro halinde saldırıya uğradım. Anlaşılan o ki bu saldırılar, anayasalarda etnik aidiyet yerine yurttaşlık kavramının öne çıkarılmasından rahatsızlık duyan kişi ve çevrelerden geliyordu.

Geçmiş Yazılar ve Isıtılan Tartışmalar

Bununla da kalmadı, yaklaşık on yıl önce, 11 Nisan 2015’te yayımlanan “HDP’ye oy vermek” başlıklı yazım yeniden gündeme getirildi ve “Behramoğlu Kürt düşmanlığı yapıyor” şeklinde yorumlandı. O yazıyı tekrar okudum ve yakında bu sütunlarda yeniden yayımlayacağım. Yazıdaki ana fikri ifade eden bazı soruları buraya almak isterim:

“Bu parti… Ergenekon ve Balyoz faciaları yaşanmaktayken ne gibi karşı duruşlar sergiledi? Gezi başkaldırısı günlerinde tutarlı bir duruşu oldu mu? (…) Asıl amacı ve hedefi ulusal bütünlük içindeki bir etnisitenin, ekonomik ve sınıfsal olmaktan kat kat daha çok, kimlik sorununda odaklanan bir siyasal hareketten, ülkenin bütününde demokrasi için savaşım vermesini düşünüp beklemek, nasıl bir mantığın ürünüdür?”

Bu sorular, sadece 2015’in değil, bugünün koşullarında da zihnimi kurcalamaya devam etmektedir.

Siyasi Konjonktür ve Değişen Tavırlar

O dönemde, AKP’nin seçim kazanmaması için HDP’ye oy verilmesi gerektiği gibi bir anlayış ortaya atılmıştı. Daha önce aynı talebin MHP için de yapıldığını anımsıyorum. Türkiye’nin hızla değişen siyasi ortamında her şeyi anında hatırlamak kolay olmuyor. AKP korkusuyla önce MHP’ye, sonra HDP’ye oy verilmesini önerenlerin, bugünkü Cumhur İttifakı hakkında ne düşündüklerini merak ediyorum.

Etnik Aidiyet ve Ulus Devlet Kavram Karmaşası

Günümüzdeki temel kafa karışıklığının, etnik aidiyet ve ulus devlet kavramlarının aynı şey sanılmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Sorunlara sınıfsal bir açıdan değil, etnisite ve ulusalcılık açısından bakmak da bu karmaşayı derinleştiriyor. Eğer etnik aidiyet, bir ulus devlet kurmak için yeterli bir koşul olsaydı, dünyada binlerce ulus devlet olurdu. Ulus devletlerde etnik kimlik sorunlarından ziyade, sınıfsal aidiyet ve demokrasi sorununun öncelik taşıması herkes için daha hayırlıdır.

İftiralar ve Hukuki Süreç

Aynı çevrelerin şahsıma yönelik bir diğer çirkin iftirası ise, Puşkin’in “Erzurum Yolculuğu” çevirisinde güya “Kürt” sözcüğünü sansürlediğim iddiası oldu. Onlar anlamayacak olsa da bu konuyu “Bir dilbilgisi dersi” başlığıyla önümüzdeki hafta ele alacağım. Terbiyesini bozanlarla ise anlayacakları dilde, yani yargı önünde hesaplaşacağım.

Exit mobile version