Gazze Soykırımı ve Uluslararası Hukukun İflası
Küresel bir terör örgütü olarak nitelendirilen siyonist İsrail, Gazze’de yaklaşık iki yıldır sürdürdüğü işgal ve soykırımı tüm dünyanın gözü önünde en uç noktaya taşımış durumda. Gazze’nin tamamını işgal etme kararı alan bu yapı, sadece Filistin’e değil, tüm bölgeye savaş ilan etmiştir. Lübnan’a yönelik hava saldırıları ve Suriye’deki hedeflere düzenlenen art arda saldırılar, işgalci ABD’nin de desteğiyle sapkın siyonist İsrail’i durdurulamaz bir konuma getirmiştir.
Bu karar, şüphesiz sadece İsrail’in değil, onu destekleyen emperyalist güçlerin de karanlık bir stratejisinin parçasıdır. Uluslararası hukukun bir aldatmacadan ibaret olduğunu bir kez daha gözler önüne seren Gazze soykırımı, Birleşmiş Milletler’in ne denli işlevsiz bir kurum olduğu gerçeğini de tüm dünyaya kanıtlamıştır.
Devasa Bir Mezarlığa Dönen Gazze
Bir zamanlar ‘açık hava hapishanesi’ olarak anılan Gazze, şimdi devasa bir mezarlıktan başka bir şey değil. Hayatta kalan çocuklar, kadınlar ve yaşlılar ise sapkın İsrail askerleri tarafından açıkça hedef alınarak avlanmaktadır. İnsanlık bu korkunç vahşeti izlerken, sessiz kalanların yanı sıra terör devletine alkış tutanlar da bulunmaktadır.
İsrail’in Ortadoğu Planları ve Bölgesel Aktörler
Terörist İsrail’in asıl hedefi, Ortadoğu haritasını yeniden çizmek, mevcut sınırları değiştirmek ve bölgeyi kendi stratejik çıkarlarına göre yeniden şekillendirmektir. Mevcut durumda bu hedefine ulaşması mümkün görünmektedir, çünkü Türkiye dışında İsrail’e açıkça meydan okuyan hiçbir İslam ülkesi bulunmamaktadır. Hatta binlerce Mısırlı Müslümanın ve başta Muhammed Mursi‘nin kanını elinde bulunduran katil Sisi, İsrail’e hizmet etmeye devam ederken, Mahmut Abbas gibi figürler de acziyet içinde bu duruma ortak olmaktadır.
Bu yangın yalnızca Filistin ile sınırlı kalmayacaktır. Bugün bu acı gerçeği görmezden gelenler için yarın çok geç olabilir.
Türkiye’nin Yükselen Gücü İsrail’i Endişelendiriyor
İsrail, bölgedeki işgal hayallerinin önündeki tek gerçek ve ciddi engelin Türkiye olduğunun farkındadır. Gazze’nin yardım çığlığına kulak veren tek ciddi aktör olan Türkiye ile doğrudan bir savaşı göze alamamaktadır. Özellikle Türkiye’nin savunma sanayiinde attığı dev adımlar, İsrail için büyük bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Bu kapsamda geliştirilen yerli hava savunma sistemi Çelik Kubbe, tam anlamıyla bir devrim niteliği taşımaktadır. İsrail, Türkiye’nin olası bir kriz anında sahip olduğu yeteneklerle sadece kendini savunmakla kalmayıp, misliyle karşılık verecek güce sahip olduğunu bilmektedir. Bu caydırıcı güç unsurları arasında:
- Bayraktar TB3
- Akıncı
- Anka
- Kızılelma
- Gökbey
- Atak
- Hisar
- Siper
gibi projeler yer almaktadır.
Gazze soykırımında herkes safını net bir şekilde belli etmiştir. Yaşanan bu büyük vahşete susarak dilsiz şeytan olmayı seçenler, sadece İsrail zulmünün değil, gelecekte kendi yıkımlarının da ortağı olmayı kabul etmişlerdir. Gazze’de açlıktan ölen çocuklar ve enkaz altından çıkarılan çürümüş bedenler, insanlığın ve Müslümanların ferasetinin de öldüğünün acı bir kanıtı olarak tarihe geçmiştir.