Togg’un Fiyat Paradoksu: Üretildiği Yerde Daha Pahalı
Türkiye’nin “yerli ve milli” otomobili olarak lanse edilen Togg, milyonlarca emekçi için ulaşılmaz bir hayal olmaya devam ediyor. Yapılan bir karşılaştırma, Togg’un Almanya’daki bir asgari ücretli tarafından 17 ayda alınabilirken, Türkiye’deki bir asgari ücretli çalışanın aynı araca sahip olabilmesi için yaklaşık 9 yıl beklemesi gerektiğini gözler önüne seriyor.
Togg’un Türkiye’deki anahtar teslim fiyatı 2 milyon 363 bin TL‘yi bulurken, Almanya’daki satış fiyatı güncel kurla yaklaşık 1 milyon 662 bin TL‘ye denk geliyor. Üstelik Türkiye’de elektrikli araçlara yönelik yeni vergi düzenlemeleri yapılırken, Almanya’da elektrikli araçlar için vergi indirimleri uygulanıyor.
Fiyat ve Alım Gücü Uçurumu Rakamlarla Ortada
CHP Manisa Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Togg’un yeni modelinin Türkiye ve Almanya satış fiyatları arasındaki devasa farka dikkat çekti. Bakırlıoğlu, Almanya’da satılan Togg’un TL karşılığının, Türkiye fiyatından yaklaşık 700 bin lira daha ucuz olduğunu belirtti.
“Yerli üretim gururumuzu Avrupa vatandaşı bizden daha uyguna alıyor. Kendi ülkesindeki bir otomobil vatandaşa bu kadar mı uzak olur? Rakamlar aradaki uçurumu çarpıcı şekilde ortaya koyuyor.”
Bakırlıoğlu’nun yaptığı hesaba göre aradaki fark şu şekilde:
- Türkiye: 22.104 TL asgari ücretle bir çalışanın Togg alabilmesi için 107 ay (yaklaşık 9 yıl) boyunca maaşını biriktirmesi gerekiyor.
- Almanya: 1800 Euro asgari ücretle çalışan bir vatandaş, aynı otomobile sadece 17 aylık maaşıyla (yaklaşık 1.5 yıl) sahip olabiliyor.
Milletvekili, “Bizim ürettiğimiz arabaya asgari ücretlimiz binemiyor. Bu kıyas, yurttaşımızın nasıl ağır vergiler altında ezildiğinin göstergesidir. Kendi ülkemizde ürettiğimiz, iktidarın ‘milli gurur’ diye yere göğe sığdıramadığı TOGG’a binmek için Türkiye’deki Hasan, Almanya’daki Hans’tan daha fazla para ödeyecek.” dedi.
“Vatandaşa Vitrin Süsü mü Yapıyorsunuz?”
Eğer gerçekten bir “halkın otomobili” üretildiyse, halkın da bu otomobili alabilmesi gerektiğini vurgulayan Bakırlıoğlu, mevcut durumu eleştirdi.
“Vatandaşımıza vitrin süsü yapıyorsanız, adı yerli olsa ne fark eder? Yabancıya ucuza sat, kendi vatandaşına yüksek fiyattan ver; bu mudur yerli ve millilik? Bu ülkenin yurttaşı ağır vergi yüklerinden dolayı kendi ürettiği ürünü bile daha pahalıya almak zorunda kalıyor. Bu kabul edilemez.”
Bakırlıoğlu, ekonomik bağımsızlığın sadece üretmekle değil, üretilen değerleri toplumun her kesimiyle adil bir şekilde paylaşmakla mümkün olacağını belirterek, “Eğer bu paylaşım yoksa, ortada ekonomik bağımsızlık değil, makyajlı bir eşitsizlik vardır.” sözleriyle eleştirisini sonlandırdı.