Güzellik uzmanı Nilşad Parmaksız, 16 yaşındayken öğrendiği bir gerçekle hayatının seyrini değiştiren bir yolculuğa çıktı. Yıllarca annesi olarak bildiği Emel Parmaksız’ın yerine, biyolojik annesinin Münibe Nilsun Pekcan olduğunu öğrenmesiyle 33 yıllık bir arayış başladı.
Parmaksız’ın babası Mehmet Kürşat Parmaksız ile annesi Münibe Nilsun Pekcan, 1975 yılında tanışıp dini nikahla birlikte yaşamaya başlamışlardı. Nilşad, 1976’da Amasya Ruhi Tingiz Devlet Hastanesi’nde dünyaya geldi. Ancak doğumdan kısa bir süre sonra çiftin yolları ayrıldı ve Nilşad’ın nüfus kaydına, babasının resmi nikahlı eşi Emel Parmaksız’ın adı anne olarak işlendi.
NÜFUS DAVASI AÇILDI, MEZAR AÇILDI
Yıllar boyunca biyolojik annesini arayan Nilşad Parmaksız, gerçeğin resmi kayıtlara geçmesi için Antalya 5’inci Asliye Hukuk Mahkemesi‘nde nüfus kaydının düzeltilmesi davası açtı. Mahkemeye sunulan İçişleri Bakanlığı raporunda, ‘Münibe Nilsun Pekcan’ adına doğrudan bir kayıt bulunamadığı, ancak benzer bilgilere sahip 1958 doğumlu bir kayda ulaşıldığı belirtildi. Bu kişinin ölü olarak kayıtlı olması üzerine mahkeme, ölüm belgesini talep etti. Ancak Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Beyoğlu’nda tescilli ölüm vukuatına ulaşılmasına rağmen dayanak belgesinin arşivde bulunamadığını bildirdi.
DNA TESTİ YÜZDE 99,99 UYUMLU ÇIKTI
Söz konusu kaydın annesine ait olabileceğini düşünen Nilşad Parmaksız, mezarın açılarak DNA testi yapılmasını istedi. Mahkemenin talebi kabul etmesiyle, temmuz ayında Nevşehir’de bulunan mezardan alınan örnekler Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. İnceleme sonucunda, Parmaksız ile mezardaki kişi arasında yüzde 99,99 oranında genetik uyum tespit edildi ve 33 yıllık sır perdesi aralandı.
‘AŞK ÇOCUĞUYUM AMA ANNEME DAİR HİÇBİR ŞEY BİLMİYORUM’
Yıllardır annesini aradığını belirten Parmaksız, duygularını şu sözlerle ifade etti:
“16 yaşında gerçeği öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Zamanla bu konuyu araştırmak, annemi bulmak istedim. Annemin yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyordum. ‘Doğu’da yaşıyor’, ‘Öldürüldü’, ‘İntihar etti’ gibi birçok farklı şey söylendi. Karmakarışık duygular içindeydim. Adım Nilşad, annemin adı Nilsun, babamın adı Kürşat. Annemin ‘Nil’inden, babamın ‘Şad’ından oluşmuş. Aşk çocuğuyum ama kendi anneme dair hiçbir şey bilmiyorum. Onun, ölmüş olsa bile, nüfus cüzdanımda yer alması en doğal hakkı.”
‘ANNEM YAŞASAYDI, DAHA GÜZEL OLURDU’
Bir dönem şarkıcılık yaptığı belirtilen annesini bulmanın buruk mutluluğunu yaşayan Parmaksız, şöyle devam etti:
“Mezardan alınan DNA örneğiyle annem olduğu kesinleşti. Çok mutluyum ama bir yandan da sevinemiyorum. Hala bu olayın travmasını yaşıyorum. En azından gerçekten annem olduğunu tespit etmiş olduk. Yaşasaydı, daha güzel olurdu.”
‘SÜRECİN SONUNA YAKLAŞTIK’
Davayı yürüten Avukat Yaşar Bayar ise sürecin sonuna gelindiğini belirtti:
“Müvekkilimin biyolojik annesinin ölüm nedeni kayıtlarda ‘zehirlenme’ olarak geçiyor. Mezar yeri tespit edildikten sonra 15 Mayıs 2025 tarihinde mezar açıldı. 22 Temmuz 2025‘te gelen Adli Tıp Kurumu raporuyla, müvekkil ile annesi arasında yüzde 99,99 genetik uyum sağlandı. Bu sonuçla, annesinin kimlikte yer alması talebimiz yönünde önemli bir aşama tamamlandı. Yakında müvekkilim, nüfus cüzdanında annesinin isminin yer alması hakkına kavuşacaktır.”