Altın Fiyatlarında Yükselişin Arkasındaki Nedenler Neler?
Altın piyasasında gözlemlenen yükseliş trendi, yatırımcıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Küresel ekonomideki ve siyasetteki önemli gelişmeler, değerli metalin gelecekteki seyrine ilişkin ipuçları veriyor. Uzmanlar, özellikle belirli aktörlerin ve olayların bu yükselişte kilit rol oynadığını vurguluyor.
Donald Trump Etkisi ve ABD’nin Altın Stratejisi
Piyasalardaki hareketliliğin önemli bir kaynağı olarak Donald Trump‘ın politikaları gösteriliyor. Özellikle 20 Ocak 2025‘te yeniden göreve gelme potansiyeli ve ulusal ekonomiyi düzeltme vaatleri, piyasalar tarafından yakından izleniyor. Bu beklentilerle birlikte, ABD’nin Aralık ayından itibaren ciddi bir altın birikimine yöneldiği görülüyor. ABD’nin yaklaşık 600 tonluk altını İngiltere’den kendi topraklarına taşıması, bu stratejinin en somut adımlarından biri olarak öne çıkıyor.
Jeopolitik Riskler ve Merkez Bankalarının Talebi
Altındaki yükselişin bir diğer önemli nedeni ise küresel ölçekteki jeopolitik riskler ve dünya merkez bankalarının artan altın talebidir. Trump’ın 2 Nisan’da açıkladığı vergi tarifeleri, ticari riskleri artırırken, jeopolitik gerilimleri de tırmandırdı. Trump’ın bu dönemde kullandığı bir ifade ise oldukça dikkat çekiciydi:
“Altını olan kuralı koyar.”
Bu sözün ardından altın fiyatlarındaki yukarı yönlü seyir daha da belirginleşti. Piyasada dönemsel olarak kâr satışları ve düzeltmeler yaşansa da altının ana yükseliş ivmesi gücünü koruyor.
Kritik Tarih: Eylül Ayı Neden Önemli?
Uzmanlar, özellikle Eylül ayına dikkat çekiyor. Bu tarih, Çin ile yapılan 90 günlük vergi müzakeresi süresinin sonuna denk gelmesi açısından kritik bir öneme sahip. Ayrıca, Trump’ın Hindistan üzerinden yeni gümrük vergisi sinyalleri vermesi ve Apple gibi dev bir şirketin ABD’de 600 milyar dolarlık çip ve hafif metal yatırımını duyurması, gerilimi artıran diğer faktörler arasında yer alıyor.
Bu gelişmelerin, ABD’nin çip teknolojisinde Çin’e olan bağımlılığını azaltma ve Tayvan üzerindeki gerilimi tırmandırma potansiyeli taşıdığı belirtiliyor. Uzmanlar, daha önce 2030’a kadar beklenen Çin-Tayvan geriliminin çok daha erken bir tarihte yaşanabileceğini öngörüyor. Bu nedenlerle Eylül ayı ve sonrasındaki süreçte piyasalarda ciddi hareketlenmeler bekleniyor.