Sana Göre Haber

Beşiktaş’ın Başarı Reçetesi: Transfer Çılgınlığı Yerine Sabır ve İstikrar

Takım Kimyası Alarm Veriyor

Beşiktaş’ın mevcut takım performansıyla hangi rakibi rahatça yenebileceği sorusunun net bir cevabı bulunmuyor. Bu durum oldukça normal, çünkü sahadaki oyuncular birbirini henüz tanımıyor. Savunma hattı adeta bir yapboz gibi; sol bek yeni transfer, sağ bekin pozisyonu ise belirsizliğini koruyor. Defansif kurgunun önünde kimin görev alacağı meçhul ve bu bölgedeki oyuncuların büyük bir kısmı da takıma yeni katıldı. Kanat oyuncularındaki eksiklik ise uzun süredir devam eden bir sorun. Forvet hattındaki Abraham ise fiziksel olarak henüz hazır bir görüntü çizmiyor. Takımda belki de tek sorunsuz bölge kale.

Sabırsızlığın Bedeli: Sürekli Değişen Planlar

Tüm bu tabloya bakıp “Bu futbolcular neden oynamıyor veya oynatılamıyor?” diye sormak anlamsız. Çünkü bir takım olabilmek için zaman en temel gerekliliktir. Ancak biz toplum olarak oldukça sabırsızız. Bu sabırsızlık, kulüpleri gereksiz transfer hamlelerine itiyor ve her sezon benzer sorunlarla yüzleşmemize neden oluyor.

Örneğin, Serdal Adalı yönetimi, mali açıdan son derece zorlu bir dönemde göreve gelmiş ve maliyeti düşük, potansiyelli genç yeteneklerle üç yıllık bir yapılanma süreci başlatmıştı. Teknik direktör de takımın adım adım inşa edileceğini ve kadronun oturması için en az üç transfer dönemine ihtiyaç duyulduğunu belirtmişti. Fakat genel kuruldan, 200 milyon Avro gelir beklentisi yaratan inşaat projesi onayı çıkınca, başkan transfer politikasını radikal bir şekilde değiştirdi. Yeniden ismi bilinen ancak maliyetleri yüksek oyunculara yönelim başladı. Bu kararda taraftar ve medya baskısının, eleştirileri bir an önce dindirme ve kısa yoldan başarıya ulaşma arzusunun payı büyük.

Göz Ardı Edilen Sorunlar ve Scout Ekibi

Bana göre asıl büyük sorun, dengesiz futbolcu maaşları ve geçmişinde ciddi sakatlıklar yaşamış “iyi” olarak nitelendirilen oyunculardan bir takım kurma anlayışıdır. Üstelik Beşiktaş’ın elinde çok yetenekli bir “scout-izleme” ekibi varken bu yola sapılması anlamsız. Örneğin bu ekip Arroyo gibi bir yeteneği bulup çıkardı. Peki, böyle bir potansiyel varken neden piyasadaki bilindik ve pahalı isimlerin peşine düşülüyor?

“Arroyo alındı da ne oldu?” diye sorabilirsiniz. Kanat oyuncusu olmayan bir takımda yedek kulübesinde bekliyor. Sonra da Shakhtar’ın oyuncusu Santana’yı övüyoruz. Ben, şans verilse Arroyo’nun Santana’dan daha faydalı olacağına inanıyorum.

Ancak şu da bir gerçek ki, henüz oturmamış bir takıma genç bir oyuncuyu monte etmek çok zordur, hatta imkansıza yakındır. Semih Kılıçsoy örneği bu durumu net bir şekilde gözler önüne seriyor.

Nihai Çözüm: Uyum ve İstikrar

Benim için bir takımın başarısındaki bir numaralı faktör uyumdur. Bunu sağlamak için ne sürekli transfere ne de sürekli teknik direktör ve yönetim değiştirmeye gerek var. Eğer Beşiktaş yönetimi, teknik kadrosu ve oyuncu grubunun büyük bir bölümü üç yıl boyunca değişmezse, Siyah-Beyazlılar arzu edilen o üst seviyeye mutlaka ulaşacaktır. Her yıl yapılacak ince ayarlar ve küçük dokunuşlar bu hedef için yeterli olacaktır.

St. Patricks Maçı İçin Taktiksel Öneri

Bu akşam Beşiktaş, yine hazırlıksız olduğu bir karşılaşmaya çıkacak. Bu takımın mevcut koşullarda nasıl bir performans sergileyeceğini tahmin etmek güç. Normalde kadro dizilişi üzerine konuşmayı sevmem ama St. Patricks karşısında Kartal’ın 3 stoperli ve forvette Abraham‘ın arkasında Rafa ile Orkun‘un yer aldığı bir 3-4-2-1 dizilişiyle sahaya çıkması bana çok daha mantıklı geliyor.

Exit mobile version