Bursa’daki Orman Yangınlarında Yaralar Sarılıyor
Bursa’nın Kestel-Gürsu ve Orhaneli-Harmancık ilçelerinde meydana gelen büyük orman yangınlarının ardından bölgede iyileştirme çalışmaları devam ederken, felakete ilişkin yeni görüntüler ortaya çıkmaya devam ediyor. Yangın bölgelerine gönüllü olarak yardım götüren Erhan Aksakal (23), Özkan Akkoyun (23) ve Oğuzhan Akgül (23) isimli üç arkadaş, Harmancık ilçesinde alevlerin ortasında mahsur kaldı. O anları cep telefonu kamerasıyla kaydeden gençler, yaşadıkları dehşeti anlattı.
26 Temmuz’da saat 16.00 sularında Orhaneli ilçesi Harmancık yolu Meyran mevkisinde başlayan orman yangını, rüzgarın etkisiyle hızla yayılmıştı. Aynı gün saat 17.30 sıralarında ise Kestel ilçesi Ağlaşan Mahallesi’nde başlayan ikinci bir yangın Gürsu ilçesi sınırlarına ulaşmıştı. Yangınlara 35 hava aracı, 1136 kara aracı ve 2 bin 600 personel ile müdahale edildi. Toplam 12 mahallede 3 bin 763 kişi güvenli bölgelere tahliye edildi. Kestel-Gürsu yangını 4. gününde, Orhaneli-Harmancık yangını ise 5. gününde kontrol altına alınabildi.
10 Bin Futbol Sahası Büyüklüğünde Alan Kül Oldu
Yangınlar sonucunda Gürsu’da 1370 hektar, Harmancık’ta ise 4 bin 700 hektar ormanlık alan yok oldu. Harmancık’ta 2 milyon 300 bin, Gürsu’da ise 680 bin ağacın yandığı belirtildi. Toplamda yaklaşık 10 bin futbol sahası büyüklüğünde bir alanın zarar gördüğü felaketin ardından, bölgede hayatın normale dönmesi için çalışmalar hızla sürüyor. Yanan alanların yeniden ağaçlandırılması için projeler hazırlanıyor.
Alevlerin Arasında Kalan Gönüllüler
Bölgeye gönüllü olarak yiyecek, içecek, maske, yanık kremi ve göz damlası gibi yardım malzemeleri götüren Erhan Aksakal, Özkan Akkoyun ve Oğuzhan Akgül, Harmancık’ta bir anda alevlerin arasında kaldı. Yardım malzemelerini bıraktıkları Çakmak Mahallesi’nden ayrıldıktan sonra yolun iki tarafının da alevlerle kaplandığı anları cep telefonlarıyla kaydeden üç arkadaş, büyük bir panik yaşadı.
‘İtfaiye ve Köy Halkı Sayesinde Çıktık’
Mesaileri biter bitmez yangın bölgesine yardım götürmek için yola çıktıklarını belirten Erhan Aksakal, o anları şöyle anlattı:
“Jandarma ileriye gitmemize izin vermiyordu ama bir şekilde içeri girdik. Geri dönerken, bir anda alevlerin yolu sardığını gördük. Alevler çok büyüdü. Alevlerin arasından, itfaiye ve köy halkı sayesinde yangının azalmasıyla beraber, oradan çıktık. O an hiçbirimizde korku yoktu. Korku olsa kaçardık oradan. Ama biz kaçmayı değil yardım etmeyi seçtik.”
‘İki Alev Arasında Kalmıştık’
Daha önce Gürsu’daki yangına da yardıma gittiklerini söyleyen Özkan Akkoyun ise şunları belirtti:
“Kendimizi orada olmaya mecbur hissettik. Alevlerin arasında kaldığımızda korkmadık ama oradan mecbur geçmemiz gerekiyordu. Arkamızdan da alevler geliyordu. İki alev arasında kalacaktık ya da geçecektik. Biz de geçtik. Mecburen gaza basıp, geçmek zorunda kaldık. Aracımızı ileri park ettikten sonra vidanjörler geldi ve 10-15 dakika içinde bulunduğumuz bölgeyi söndürdük.”
‘3 Gün Uyumadık, Tek Derdimiz Susuzluktu’
Oğuzhan Akgül ise yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti:
“Yardımları bıraktıktan sonra, ‘Yangın yola indi, acilen köyü boşaltın’ anonsu geldi. Bu sırada zaten yangın yola inmişti. Önümüz, arkamız kapanmıştı. Aracı güvenli bir yere çektikten sonra söndürme çalışmalarına katıldık. Yaklaşık 3 gün oradaydık. 74 saat uykusuz kaldık, ama uykuyu hiç hissetmedik. Açlık aklımıza gelmedi, tek derdimiz susuzluktu.”
‘Panik Bir Süre Sonra Yerini Vicdana Bıraktı’
İlk başta panik yaşadıklarını ancak sonra vicdani bir sorumluluk hissettiklerini belirten Akgül, sözlerini şöyle tamamladı:
“Panik bir süre sonra yerini vicdana bıraktı. Çünkü yanan yeşilimiz, yeşil vatan. Bir ana vatanımız, bir yeşil vatanımız var. Yeşil vatanımızı da korumak zorundayız. O an alevlerin arasında kaldığımda korku yoktu, sadece panik vardı. Allah bize böyle felaketler yaşatmasın.”